Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 7 Temmuz 2019

Anlatamamak, anlamamak

Cumhurbaşkanımızın 31 Mart ve 23 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirme sadedinde sarf ettiği: "Millet böyle takdir etti. Saygı duyuyoruz. Varsa bir hatamız, eksiğimiz, gereğini yapıp ona göre adımlarımızı atarız. Millete niye kendimizi anlatamadık, bunlara hep bakacağız. Gerekli muhasebeyi yapıp, eksiği-hatayı düzeltip yolumuza devam edeceğiz…" şeklindeki sözleri, siyasetin tabiatını yansıtıyor.

Seçimlerde başarılı olmak için mümkün olduğu kadar hazırlanır, çalışır ve sandıktan çıkan neticeye göre durumunuzu gözden geçirerek, gerekli tedbirleri alarak yürüyüşünüzü sürdürürsünüz...

Netice ile ilgili olarak 'insanlar bizi anlamadı' sözünün pratik bir karşılığı olmadığı için, 'kendimizi yeterince anlatamadık' makul bir değerlendirmedir. 'Bizi anlamadılar' der, yolunuza aynıyla devam ederseniz daha büyük kayıplarla karşı karşıya kalırsınız çünkü…

AK Parti'nin kendisini yeterince anlatıp anlatamadığı konusunda ciddi birtakım değerlendirmeler yapılacağı ve gereken adımların da atılacağı, kesin.

Ancak, her ne olursa olsun gelişmelerden etkilenen bizlerin bazı şeyleri anlama konusunda zorluk yaşayıp yaşamadığımız da üzerinde durulması gereken bir husus.

Sözgelimi, patates ve soğan başta olmak üzere sebze-meyve üzerinde birilerince oynanan pahalılaştırma oyununun arka planını anlayabildik mi mesela… Tarladan 70-80 kuruşa alınan soğan ve patateslerin nasıl olup da 7/8 TL'ye satılabildiği yanında, tanzim satış tedbirlerinin neden itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı, düşünülmeye değer bir mesele oysa.

EYT mensuplarının, meselelerinin hallini istemeleri doğal. Ancak bu hususta kaynak bulunmadan atılacak adımların ekonomiye ciddi bir yük getireceği de herkesin bildiği bir husus.

3600 Ek Gösterge meselesi de öyle. 3600 Ek Göstergenin ekonomiye bindireceği yük, en çok da bunun talep edenler tarafından biliniyor.

OLSA DÜKKAN SİZİN…
EYT ve 3600 Ek Gösterge sebebiyle iktidara kızanların, hazırlıksız atılacak adımların eninde sonunda bütün ekonomiyi sıkıntıya sokabilme ihtimalini hesaba katmadıkları söylenebilir.

17 senedir, kaynak bulmak suretiyle maaş ve ücretler başta olmak üzere hemen her konuda milletimizi memnun edecek adımlar atan iktidarın, kaynak bulduğu takdirde EYT ve 3600 ek gösterge gibi konuları mümkün olduğunca halledeceği, biliniyor. Bu konuda birtakım çalışmalar yapıldığı da, malum.

Ancak işi aceleye getirmeye çalışanların, ülkemizi IMF'nin kapısını çalmaya zorlama niyetinde olduklarını hatırdan çıkarmamak gerek. IMF ile kurulacak bağlantının 'kaşıkla verilenin kepçeyle geri alınması' manasına geldiğini de, herkes bilir.

EYT ve 3600 Ek Gösterge sebebiyle küsenler arasında IMF'nin öncelikle maaş ve ücretlere göz dikeceğini bilenler ağırlıktadır muhakkak.

CHP'nin başını çektiği 'Parlamenter Sisteme dönüş', belki de en çok dikkatli olmamız gereken konu. Uygulandığı sürece ülkemizin ileriye doğru yürüyüşünü kösteklemek amacıyla kullanılan Parlamenter Sisteme dönüş, önce duraklamamız ve ardından da sahip olduğumuz kazanımlarda ciddi kayıplar manasına geliyor.

Neden eskiye dönmemek gerektiğini anlayabilmek için, sadece ülkemiz üzerinde hesabı olan dış mihrakların nasıl canhıraş bir şekilde Parlamenter Sistem'i savunduklarını hatırlamak bile yeterli.

Siyaset kendi üzerine düşeni yaparken, bizim de bazı hususlarda kafa yormamızda büyük faydalar var.

Gereği gibi anlatamama ya da anlamama meselesinde, ülkemizin geleceği konusunda hiç de iyi düşünmeyen mihraklarca oluşturulan algıların çok büyük payı olduğunu biliyoruz