Bugün Bayram. Kimimiz İyd'ı Ekber, kimimiz İyd el-Edha ya da başka isimlerle ansa da, yeryüzündeki iki milyara yakın Müslümanın Kurban Bayramı…
Öncelikle Kurban Bayramınızı tebrik eder, bütün Müslümanlar için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederim.
Bugün -birileri her sene nasıl aynı zamana denk geldiğine şaşırsalar da-, aynı zamanda Arafat, Müzdelife ve Mina'daki vakfe ve diğer vazifelerini yerine getiren kutsal topraklardaki Müslümanların 'Hacı Adayı' vasfını geride bırakarak 'Hacı' oldukları gün…
Bayram denince akla ilk olarak mutluluk ve neşe gelir. İki milyar civarındaki Müslümanların genel durumuna baktığımızda, Bayramı hakikaten neşe içerisinde geçirebilecek olanların sayısının az olduğunu söyleyebiliriz.
Dünyanın geri kalanının da güllük gülistanlık olduğunu iddia edebilmek mümkün değil. Ama Müslümanların yoğun olarak yaşadıkları coğrafyaların özellikle sıkıntı içerisinde olduğu, inkar edilemez bir gerçek…
Medeniyetin kanı mesabesindeki enerji kaynakları ve nakil yolları üzerinde bulunanlar başta olmak üzere, nerdeyse bütün İslam ülkeleri ciddi sıkıntılarla karşı karşıya. Herhangi bir anlamı olmaması yanında, birilerince bir şekilde karşıt taraflar haline getirilen Müslümanların sürekli kan kaybettikleri ve kazananı hep başkaları olan bir süreç bu.
Cenabı- Hakk'ın insanlara gönderdiği en mükemmel inanç sistemine mensup olanların bu hallerini değişik şekillerde yorumlayanlar olsa da, meselenin öncelikle cehalet ve sonrasında ise iletişimsizlik olduğunu söyleyebiliriz.
Çatışmaların gönüllü ya da gönülsüz taraftarı olan Müslümanların, kendilerine göre önemli olduğunu düşündükleri şeylerin yanında asıl önemli olanı unutmuş olmaları, işin bir yönü…
Kendi küçük dünyalarında olup bitenlere odaklanan Müslümanların, yaşananların İslam coğrafyasının geneline verdiği zararın farkında bile olmamaları ise, belki de en vahim mesele…
İman varsa imkan da vardır…
Ancak, her ne olursa olsun ve neler yaşanırsa yaşansın Kurban Bayramı yine de Kurban Bayramı. Ve çoğu zaten ibadet olan gerekleri yerine getirilerek bir şekilde mutlaka kutlanıyor…
Bu da, akla 'Büyük Bayram' kutlanırken, sunduğu imkanların kullanılması ile bundan sonraki bayramları daha kutlanabilir hale getirme yönünde çalışmalar yapılabileceğini getiriyor.
Kurban Bayramı, insanların yoğun olarak bir araya gelmeleri sebebiyle genel bir durum değerlendirmesi yapma imkanı sağlayabilir. Tablonun geneline bakarak neler olduğu, olup bitendeki rolümüz ve bütün bunların netice olarak kime ya da kimlere yaradığı ile ilgili kafa yormak, ciddi manada faydalı olur…
Ülkemizi düşünürsek, fısıltı gazetesi üzerinden oluşturulan algılar yerine bu hususları bilenlerin olup bitenlerin gerçeklerini aktarmaları, az bir şey değildir, mesela. Israrlı çalışmalarla insanımız arasında dolaşıma sokulan yalanlarla mücadele etmek, çok zor olmasa gerek.
'Yıllık büyük kongre' olarak da adlandırılabilecek Hac günlerinde, kutsal topraklarda bütün farklılıkları bir kenara bırakarak bir araya gelmeleri de, Müslümanların olup bitenler hakkında düşünmeleri ve çareler aramaları açısından muhteşem bir fırsat.
Arafat Günü hep birlikte Vakfe'ye duranların, Mina'da şeytanı beraber taşlayıp, omuz omuza Tavaf ve Sa'y yapanların basit sebeplerle birbirleri ile çatışmalarının yanlış olduğunu anlamaları, kolay.
Bütün bunları söylemenin kolay gerçekleştirmenin zor olduğunu, biliyoruz elbette. Ama bir yerinden başlamazsak geç kalacağımızı da, unutmamak gerek…
İman varsa imkan da vardır…
