Gençler açısından değilse de 90'lı, 80'li, 70'li ve hatta 60'lı yılları yaşayanlar açısından AK Parti iktidarları ile geçen 17 yıl unutulmazlarla doludur.
Esas unutulmaması gereken ise, daha önceki yönetimler döneminde yapılabileceği halde yapılmayanlara odaklanan AK Parti'nin, yapılamaz zannedilenleri de yapmış olması. Buna mesela savunma sanayinde yerlileşmeyi artırmak ve benzeri, birilerinin yapılmaması gerektiğini düşündükleri şeyleri yapması da eklenebilir.
Ülke kaynaklarının rantiyeye peşkeş çekilmesi sebebiyle devlet gemisinin nerdeyse karaya oturduğu bir vasatta yönetimi devralan AK Parti'nin ülkeye aldırdığı mesafeyi izah sadedinde, 'inanç varsa imkan vardır' sözünü hatırlamak önemli.
Mesele 2000'lerin başına oranla hemen her alanda 3 misli ve hatta daha fazla gelişmiş bir ülkede yaşıyor olmaktan ibaret değil. Felaket tellallığı yapmakta sınır tanımayanlar ne derlerse desinler, satın alma gücü açısından 2002'de 17'nci sıradayken 2018'de 13'üncü sıraya gelen ve bu sürede Gayri Safi Yurtiçi Hasılasını da 236 milyar dolardan 784 milyar dolara çıkaran bir ülke Türkiye.
Toplam yatırımların 126 milyar liradan 493 milyar liraya çıkması ve 2002'de her 100 liranın 86 lirası faize ödenirken bugün bunun 12 liraya kadar inmiş olması, 'battık, batıyoruz, batacağız' naraları atanların hoşuna gitmese de, Türkiye'nin iyi yolda olduğunun net göstergeleri.
Sağlık, eğitim, ulaşım, iletişim ve benzeri birçok konuda alınan mesafenin Batı'yı bile kıskandırması, ayrı bir vakıa.
Yakın dönemde yaşananlar ve birtakım algılarla ilgili olarak söylenebilecek olan ise şu: Bizi sevindiren gelişmelere üzülen ve bunları itibarsız hale getirmek isteyenlerin sayısı hiç az değil.
Birtakım mihraklar ve içerdeki uzantılarının dizleri üzerine çökmüş halde tuttukları ve ayağa kalkmaya çalıştığında tokatlayıp, düşmesine de mani oldukları Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durma kararlılığı sebebiyle yaşananlar, olup bitenlerin arka planını öğrenmemizi gerekli kılıyor yani…
Siyasi tarihimizde ilk…
Kurulduğu günlerde geleceği ile ilgili çeşitli tahminler yapılsa da, AK Parti'nin girdiği hemen her seçimde başarı kazanacağı ve bunu bu kadar sürdürebileceği beklenmiyordu muhtemelen.
Demokrat Parti, ANAP ve başka bazı siyasi partilerin kuruluş, gelişme ve çöküş hikayelerinden hareketle yapılan tahminleri altüst etmesi ve halen ciddi bir alternatifinin bulunmaması, AK Parti'nin en güçlü yönü…
Bunu izahı da, başta Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AK Parti kadrosunun Türkiye gerçeklerini iyi okuyup, yaşananlardan gereken dersleri en iyi şekilde alması ve milletimizle tam bir uyum yakalaması.
Geçmişte dönemsel başarılar kazanan partilerin yaşadıklarının AK Parti'nin de başına geleceği beklentilerini geçersiz kılan, AK Parti'nin ülkenin bütün renklerini temsil etme ve kadrolarının insanımızla uyumu konusundaki başarılı yapısı.
Başta genel başkan olmak üzere, sahici insanlardan oluşan kadrosu ile milletimizin kahir ekseriyetinin beklediği bir hareket olarak siyasi hayattaki yerini koruyor AK Parti.
Çok partili hayata girdiğimizden beri ilk defa yapmayacaklarını vaat etmeyen ve vaat ettiklerini de mutlaka yapan bir parti ile karşılaşan insanımız da, kendisine düşeni yapıyor.
Ülke meselelerine getirdiği çözümlerle başarısını girdiği her seçimde artırarak sürdüren AK Parti'nin, yolculuğuna aynı şekilde devam edeceğini, söyleyebiliriz…
Değişik değerlendirmeler yapanlar var. Ancak, eninde sonunda Usta'nın hünerini göstereceğini unutmamak gerek…
