Farkındasınızdır, son zamanlarda hep aynı terane ile karşı karşıyayız. Geçmişleri zulüm, kan ve ölüm ile dolu olan ülkeler, Türkiye'nin terörle mücadelesi konusunda anlaşılmaz tavırlara bürünüyorlar.
Bize yönelik terörün arkasında olduklarını bilsek de, açıklamalarında diplomatik bir nezakete bile ihtiyaç duymayışları düşündürücü.
Bu ülkelerin liderlerinin açıklamaları çok insancıl olduklarını düşündürse de, kendilerinden bir kişinin burnunun kanamasına tahammülleri yok iken, başkalarından yüz binlerin hayatını kaybetmesine aldırmayışları, iğrenç bir çifte standart anlayışı ile malul olduklarını gösteriyor…
Fransa, İtalya, Almanya ve başka birtakım ülkeler Barış Pınarı Harekatı dolayısıyla ülkemize silah satışı yapmama kararı almışlar. 'Bizim teröristlerimizle mücadele etmeyin' demenin değişik bir şekli bu.
İyi ki, savunma sanayiinde epey mesafe almışız. Çünkü terörle mücadelemize bozulup silah ambargosu uygulayanlar, ciddi bir saldırı karşısında daha beterini yapabilirlerdi.
Buradan da, silah ticaretinin sadece parayla olmadığını ve satanların nerede ve nasıl kullanılacağı konusunda söz sahibi olmayı arzuladıkları anlaşılıyor.
İlgili ülkeler maksatlarına uygun faaliyetlerde bulunan terör örgütlerine hediye olarak silah yağdırabildikleri halde, varlığını korumak için terör örgütleri ile mücadele eden ülkelere silah ambargosu başlatıyorlar.
Teröre uluslararası bir tanım getirilemeyişi ve topyekun mücadele edilemeyişinin sebebi belki de bu. Silah satışı ile bütçeleri şişenlerin, gayelerine hizmet eden terör örgütlerine silah dahil her türlü desteği vermeleri ve kendilerine yönelik eylemlere karşı en şiddetli tavrı göstermeleri, çifte standardın vahim yanı.
Meşhur söz ne kadar doğru: Hazır ol cenge, ister isen sulh u salah!..
