Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 30 Aralık 2020

Taraftar ne diyor?..

İktidardaki partinin mensubu ya da taraftarı iseniz muhalefetin hele de ana muhalefet partisinin memleket meselelerine yabancılığı, sizi memnun edebilir.

Memleket meselelerine aşina olmayan partilerin muhalefet denilen işi hakkıyla yapamayacakları ve dolayısıyla seçimlerde başara kazanamayacakları aşikar.

Ancak demokrasinin olmazsa olmazlarından muhalefetin önemi konusuna biraz kafa yormuşsanız, muhalefet partilerinin memleket meselelerine olan ilgisizliği sizi üzebilir... Gerçek manada yapılan bir muhalefetin ülkenin kalkınması ve gelişmesine sağlayabileceği katkılar oldukça fazladır çünkü.

İktidarın yaptıklarını takip eden ve bunlarda ortaya çıkabilecek muhtemel eksikliklere dikkat çekebilecek bir muhalefet, hizmetlerin daha sağlıklı yapılabilmesi açısından elzemdir, mesela.

Türkiye'deki mevcut tablo, muhalefetin durumu açısından hakikaten iç karartıcı. Başta ana muhalefet olmak üzere irili ufaklı bütün muhalif partiler, yapılanların tamamını inkar ya da kötü gösterme dışında bir şey bilmediklerinden, iktidarın yaptıklarının benzerini ya da daha iyisini yapabilecekleri konusunda zerre kadar ümit veremiyorlar.

İktidarın yaptıklarını ya da daha iyisini biz de yaparız diye bir derdi olmayan muhalif partilerin lider ve yöneticileri, fazla çalışmalarına gerek kalmadığı için durumlarından memnun olabilirler, belki.

Ancak muhalefet partilerinin üye ve taraftarlarının bu durumla alakalı ne düşündükleri, önemli bir mesele. Üyesi ya da sempatizanı oldukları ve memleketi idare etme konumuna gelebilmesi için gayret gösterdikleri partilerinin lider ve yöneticilerinin memleket meselelerine olan yabancılığı, en azından onlar için bir sıkıntıdır herhalde…

Ulaşabildikleri insanlara parti kadrolarının ülke yönetimine gelmeleri halinde çok daha iyi durumda olunabileceği şeklinde bir mesaj verilmesi, siyasi taraftarlığın en asgari şartlarındandır, malum. Şu anda Türkiye'de taraftarlarının bu rahatlığı duyabileceği herhangi bir muhalif parti olmadığı, rahatlıkla söylenebilir.

Denemeye değer!..

Bu durumun en açık örneklerinden birisi ana muhalefet partisi. Nerdeyse kuruluşundan beri demokratik olarak milletimizin teveccühünü bir türlü kazanamamış olan bir parti CHP. Milletimizin teveccühünü kazanmayı sağlayabilecek hedefler belirlemek, bunları öngören bir vizyon oluşturmak ve ülkeyi daha ilerilere götürme hayalleri kurmak gibisi bir derdi geçmişte olmamış CHP'nin. Şimdi de yok…

18 senelik AK Parti iktidarında yapılmak istenenlere mani olmak ya da itibarsızlaştırmaya çalışmaktan başka bir marifeti olmadı CHP'nin. Sağlık, eğitim, bayındırlık gibi hususlardaki itibarsızlaştırmayı, savunma sanayimizi millileştirme çabalarında bile sürdürebildiler.

Daha da vahimi Suriye'de, Doğu Akdeniz'de, Libya'da, Kafkasya'da ve birçok yerde sürdürülen Türkiye'yi köşeye sıkıştırma hamlelerinin de gönüllü destekçisi oldu CHP yönetimi. O kadar ki bizi köşeye sıkıştırma derdindeki dış mihraklar bile CHP'li bazı isimlerin argümanlarını kullanabiliyorlar.

Bütün bu süreçlerde vatansever CHP'lilerin neden sessiz kaldıkları, ciddi bir merak konusu. Tasfiye edilen isimler, belki sessizliğin sebeplerinden. Ama bu, CHP'nin taraftar kitlesinin neden sesini çıkarmadığı sorusuna cevap değil.

İktidarda kimin olduğu, önemli. Onun kadar önemli değilse de, muhalefette kimlerin olduğu da önemli.

Başta CHP olmak üzere muhalefetin ülke meselelerine 'Fransız' kalmasına, taraftarlarını bilgilendirerek son vermek mümkün olabilir, belki…

Denemeye değer!..