Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 13 Ocak 2021

Yenen ve yenilen!..

İlk defasında seçim başarısızlığı yaşayan herhangi bir partinin genel başkanı, kendisine yeni bir şans tanınmasını isteyebilir. İkinci seçim yenilgisinde durum ciddileşir. Ama, üçüncü bir denemeye de rıza gösterilebilir, belki…

Ama üçüncü, dördüncü, beşinci ve hatta daha sonraki seçimlerde de hezimet yaşanır ve genel başkan koltuğu terk etmez, hatta böyle bir şeyin lafını bile ettirmezse, işler karışık demektir… Ve bu durumu, 'yenilen pehlivan güreşe doymazmış' sözüyle de izah edemeyiz.

Geride bıraktığımız yaklaşık 11 yıl boyunca yapılan genel seçimler, mahalli seçimler ve referandumlarda hep yenilen ve buna rağmen koltuğuna sıkı sıkı yapışmakta kararlı bir CHP Genel Başkanı var karşımızda. Girdiği bütün seçimleri kaybetse de her nasılsa kurultayların tamamında kazanabilen bir genel başkan bu…

Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin ifadesiyle; çıkmış yenilmiş, çıkmış yenilmiş, çıkmış yenilmiş birisi… İşte bu Kılıçdaroğlu, karşısına her çıktığında kendisini yenmiş olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik saldırılarını yeni bir aşamaya taşımış durumda.

Milletimizin anasının ak sütü gibi helal oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek 'sözde' tabirini kullanmış Kılıçdaroğlu…

CHP'ye oy vermeyen öğretmeni sözde öğretmen, muhtarı sözde muhtar, çiftçiyi sözde çiftçi, hakimi sözde hakim olarak ithamına alıştığımız Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanımıza yönelik sözleri ile ilgili doktorunun ne düşündüğü, önemli. Ama CHP kitlesinin 'bu kadarı da olmaz!' deyip demediği daha da önemli…

'Sözde' demekle, aslında kendisine nasıl hitap edileceğini hatırlatmış oldu, Kılıçdaroğlu. Partisine herhangi bir seçim başarısı kazandıramadığı halde koltuğu terke yanaşmayan Kemal Kılıçdaroğlu için kullanılabilecek en iyi tabir 'sözde genel başkan' olabilir çünkü.

BAŞARISIZLIĞA ÖDÜL!..
CHP'yi kendisini kasetle işbaşına getirenlerin arzularına göre yönetmesi, bütün aleyhte gelişmelere rağmen Kılıçdaroğlu'nun koltuğunu koruyabilmesinin esas sebebi. Yoksa taraftarından tepe yöneticisine kadar tüm CHP'lilerin, hep kaybediyor olmaktan memnun olduklarını ve başarısız genel başkanlarını bir de ödüllendirdiklerini düşünmek gerekir ki, bu kadarı CHP'de bile olmaz…

CHP'nin kendisi için rahatlıkla sözde tabirini kullanabileceğimiz Genel Başkanı'nın boyunu epeyce aşan sözlerinin sebeplerinden birisi, CHP ile alakalı olarak ayyuka çıkan taciz, tecavüz ve hırsızlık olaylarını bastırmak belki.

Ancak meselenin bundan ibaret olmadığı ve bu anlamsız çıkışlarda CHP içinde yaşanan ve giderek kontrolden çıkma emareleri gösteren hesaplaşmaların da etkisi olduğunu vurgulamak gerek.

CHP'de değişik eğilimlerin varlığı bir sır değil. Bu durumun artık dayanılmaz boyutlara ulaştığı ve CHP'yi CHP yapan bazı değerleri savunma derdine düşenlerin tasfiye ile karşı karşıya kaldıkları da, açık bir gerçek…

İstanbul ve bazı yerlerdeki yerel seçim başarılarının, marjinal eğilimlerin partiyi nerdeyse tamamen ele geçirmelerine vesile kılınması, ciddi bir rahatsızlık sebebi.

Seçimlerde beraber hareket edilen ittifakın üyeleri İP ve özellikle HDP ile ilgili tartışmalar belli ölçüde hazmedilebilir hususlar. Ama siyaseti araç olarak görüp, CHP'yi hedefleri için adeta bir koçbaşı olarak kullanmak isteyenlerin partide hakim konuma gelmeleri, alarm çanlarını çaldırabilecek boyutlarda.

İşen özü ise şu: Sürekli yenilenin ne dediği önemsiz… Ama onu sürekli yenen Cumhurbaşkanımızın 'Sözde Genel Başkan' tabiri, Kılıçdaroğlu için cuk oturdu hakikaten…