Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 17 Ocak 2021

Ak’a Kara, Kara’ya Ak!..

CHP'nin başını çektiği iflah olmaz muhalifler güruhu, bir türlü kavuşamadıkları ve bu gidişle de daha uzunca bir süre kavuşamayacakları 'iktidar' için sofistike yollar arayışını sürdürüyor…

Söylediklerinin ve davranışlarının normal denilebilecek bir tarafı olmayan bu güruhu anlamak, içinde bulundukları durumla ilgili empati yapmak ve yapıp ettiklerini de buna göre değerlendirmek gerek, herhalde…

'Mazur' olduklarını söylemeye çalışmıyoruz. Ama aynı dili konuşuyor gibi gözüksek de, özellikle demokrasi, seçim, sandık, eşit oy hakkı ve benzeri bazı kavramlarla alakalı olarak bizlerden farklı düşünen birileri var karşımızda.

Demokratik oldukları konusunda en ufak bir itiraza dahi tahammülleri yok. Ancak, demokrasiden anladıkları da, mutlaka kendi istediklerinin kabul edilmesi… 'Demokrasi güzeldir, ama bizim dediğimiz olursa', başlıca sloganları…

Eşit oy hakkına saygıları olsa da, toplumun kendi arzu ettikleri seviyeye gelmesi şartını önemsiyorlar. Toplumun arzu ettikleri seviyeye geldiğine de, her şart altında kendi istediklerine evet denilmesi halinde kani olacaklar.

Ülkeyi idare edeceklerin seçim yoluyla işbaşına gelmesine hayır demiyorlar, görünüşte. Ancak, seçimlerle ilgili, neticede mutlaka kendilerinin kazanması gerektiği şeklinde temel bir itirazları var. Aksi takdirde katılım oranı ne kadar yüksek olursa olsun, gayrimeşru ilan etmeye hazırlar.

İstesek de istemesek de kendi dediklerinin olmadığı bir sisteme demokrasi diyemeyen, kazanamadıkları seçimleri gayrimeşru ilan edebilen bir güruh, var. Ve bunların bin dereden su getirmek suretiyle oluşturdukları zehirli algılar memleketimizi etkiliyor.

Bu güruhun en azından belirli bir kesimi iktidara gelmenin, çalışıp çabalamak suretiyle insanları kendilerinin de bu işleri yapabileceğine ikna edebilmekten geçtiğini biliyor.

Ancak çalışıp çabalamanın oldukça zor bir iş olduğunu ve ellerinden geleni yapsalar bile netice olarak iktidara ulaşmanın garantili olmadığının farkındalar.

Bu güruhun en önemli sıkıntısı da, başka şekilde iktidara ulaşabilme ihtimallerinin özellikle günümüzde son derece azalmış olması.

Milletimizin iradesini muhafaza için, gerektiğinde F-16'lara, helikopterlere, tanklara bile kafa tutabildiğine şahit oldukları 15 Temmuz'u hatırladıklarında da, kanları donuyor adeta…

Bakmayın her çıktıklarında yenildikleri seçimleri erkene almak istiyor gözükmelerine… Aynı kaldırımda bulunmaya bile tahammül edemeyenlerden oluşan ittifaklarında çatırdama başladığı için telaşlılar sadece.

Ak'a kara, kara'ya ak demeye başlamalarının sebebi de bu…

VAHİM TARAF…
Meselenin en vahim tarafı da bu güruhun, iktidara değişik yollarla da olsa ulaşabilme gayretleri sırasında -zaten başlarının pek hoş olmadığı-, yerlilik ve millilik konusunu da sürekli ihlal ediyor olması.

Türkiye'nin Türkiye'den başka dostu olmadığı tezini zaman zaman kullandıkları halde, iktidara gelebilmek için işbirliği yaptıkları 'dostları' arasına gayri milli unsurları da dahil edebilmeleri, meselenin en vahim yönlerinden.

Çeşitli mihraklar tarafından ve hiç birisi varlığımız ve bekamız açısından iyi niyet taşımayan söylemleri tekrarlamaktan tutun da, Türkiye'yi köşeye sıkıştırmayı amaçlayanlara verdikleri destek, nerdeyse alışıldık davranışlar arasında.

'Türkiye'nin çok olduğunu' düşünenlerle mücadelede ciddi mesafeler alındı. Ancak onlarla hareket eden içimizdekilere de dikkat kesilmek, önemli.

İnsanımızı kandırarak mesafe almaya çalışan bu güruhun faaliyetlerinin farkına varmak ve engel olabilmek, hepimizin meselesi…