Kılıçdaroğlu'nun başvurusu üzerine yargı öyle bir karar verdi ki, bundan sonra hep önüne çıkacak! Sürekli olarak sıkıntısını çekecek!
Olay, Kılıçdaroğlu'nun, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye yönelttiği ağır suçlamalarla başladı. Kılıçdaroğlu, Özhaseki'yi "büyük bir yolsuzluk şebekesinin başı" ilan etti.
Basın önünde peş peşe açıklamalar yapıp sürekli yeni suçlamalar yöneltti...
Özhaseki de ağır bir cevap verdi...
Kılıçdaroğlu'nun "yalan söylediğini, iftira ettiğini, çamur attığını, sürekli olarak yeni yalanlara sarıldığını" açıkladı.
CHP Genel Başkanı'na "Yalan Makinesi" adını taktı.
Sonunda olay adliyeye intikal etti. Karşılıklı suç duyurularında bulunuldu, tazminat davaları açıldı...
Dokunulmazlığı sebebiyle Kılıçdaroğlu hakkındaki suç duyuruları dönem sonuna bırakıldı. Açılan tazminat davaları ise devam ediyor.
Kılıçdaroğlu'nun, Özhaseki'nin kendisine "hakaret" ettiği iddiasıyla Kayseri Cumhuriyet Savcılığı'na yaptığı suç duyurusu ise sonuçlandı. Özhaseki hakkında "takipsizlik" kararı verildi. Bir başka ifade ile yargı tarafından Özhaseki'nin, Kılıçdaroğlu hakkında söylediklerinin "suç olmadığı" kanaatine varıldı.
Kılıçdaroğlu, Boğazlıyan Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz etti. Orası da yaptığı itirazı reddetti. Verilen karar kesinleşti.
Şimdi, Özhaseki o televizyon benim, bu televizyon senin dolaşsa...
Kılıçdaroğlu için "yalan makinesi" dese...
Geçmişte söylediği "iftira ediyor, yalan söylüyor, çamur atıyor" gibi sözleri tekrarlasa...
Kılıçdaroğlu'nun, hukuken yapabileceği hiçbir şey yok. Çünkü, ortada kesinleşmiş bir yargı kararı var. Özhaseki'nin Kılıçdaroğlu için söylediği bu sözler, yargı tarafından suç sayılmadı. Üstelik, Kılıçdaroğlu'nun yapacağı aynı mahiyetteki başka suç duyuruları için de "emsal bir karar" oluştu!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sonucun böyle olacağını bilseydi, herhalde Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'yi, kesinlikle savcılığa şikâyet etmezdi!
* * *
Olayın bir de perde arkası var:
Kılıçdaroğlu'nun yaptığı suç duyurusu üzerine Özhaseki'nin avukatları alışılmış tarzda bir dilekçe hazırladılar. Müvekkillerinin "suç işleme kastının bulunmadığını, sözlerinde suç unsuru olmadığı, sadece eleştiri hakkını kullandığını" yazdılar. Özhaseki, "Yok, böyle cevap dilekçesi olmaz" dedi:
- Bu tarihe belge olarak geçecek.
Bizim dilimizde iftira edene "müfteri", yalan söyleyene de "yalancı" denir.
Söylediği sözlere sahip çıktı...
Avukatlarına talimat verdi:
- Bir yana hakkımızda söylenen "yalanları" diğer yana da gerçeklere ait belgeleri koyalım. Savunmamızı öyle yapalım.
Avukatlar, cevap dilekçesini bu şekilde düzenlediler. Özhaseki'nin, o sözleri, Kılıçdaroğlu'nun hangi açıklamaları ve suçlamaları üzerine söylediğini, tek tek belgeleri ile ortaya koydular.
Dosyayı inceleyen savcı, "Evet bu sözler söylenmiştir ve bana aittir" demesine rağmen, Özhaseki hakkında "takipsizlik kararı" verdi!
Sonunda, Kılıçdaroğlu hakkında kendisi açısından son derece sıkıntılı bir yargı kararı ortaya çıktı. Öyle görünüyor ki, bu karar önümüzdeki günlerde sıkça tartışılacak!
* * *
Hafta sonu Kayseri-Erciyes'teydim...
Çok yakın bir gelecekte, dünyada "önemli kayak merkezi" olarak anılan pek çok bölgenin pabucunu dama atacak büyük bir hareketlenmeye tanık oldum. Yapılan planlamalara, yatırımlara ve atılan adımlara bakılırsa, Erciyes dünyanın sayılı kış sporları merkezinden biri haline geliyor. Bu büyük adımın öncülüğünü de Büyükşehir Belediye Başkanı Özhaseki yapıyor.
Sabah Gazetesi Yazarı Yavuz Donat'a anlattım. "Doğru" dedi:
- Kayseri ve Konya, Türkiye'nin belediyecilikte destan yazan iki ilidir!
Bunun tartışması olmaz.İlk fırsatta Kayseri ve Erciyes'ten de bahsedeceğim.
