BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 16 Nisan 2012

Enerji jeopolitiği ve Türkiye

Gazetelerde, birbirinden farklı görünen "Adıyaman'da yüksek kaliteli petrol bulundu" ve "İran'ın nükleer enerji-bomba konusunda İstanbul toplantısı" haberleri ışığında bazı gerçeklere göz gezdirelim.
Türkiye enerji ihtiyacını büyük ölçüde doğalgaz ve petrolle karşılıyor. Petrolün de yüzde 92'sini ithal ediyor. Üstelik petrolün yüzde 40'ını, doğalgazın da yüzde 64'ünü bir tek Rusya'dan sağlıyor. Geri kalan kısmını İran'dan karşılıyor.
2019
'da işletmesi başlayacak Akkuyu nükleer santralini de Rusya yapıyor. Sinop nükleer santralini Çin yapacak olursa, ortaya çok boyutlu bir denklem çıkıyor.
Petrol, yeni kazandığı stratejik önemiyle politik gelişmeleri derinden etkilemeye başlamış, tüm 20'nci yüzyıl boyunca üstünlük ve egemenliğin simgesi olmuştu. Bu durum, içinde bulunduğumuz 21'inci yüzyıl başlarında devam ediyor.
Oynanan "büyük" oyunun hedefi, keşfedilmiş olan yeni petrol depolarıdır. Bu depolar, Hazar Bölgesi ve Afrika olarak ortaya çıkıyor.
Türkiye, Hazar ve Afrika odaklarındaki küresel mücadele arenasında kilit ülke konumundadır, bölgesel güçtür.
Türkiye, bu koşullar dahilinde bölgeye olan yakınlığı ve enerji aktarım projelerinin toprakları üzerinden planlanması nedeniyle yeni bir stratejik önem kazanmıştır.

ENERJİ DENKLEMİ

Amerika ile stratejik ortak, NATO içindeki bir Türkiye, Rusya ve Çin gibi iki küresel güce enerji bağımlısı duruma girmesi ne manaya geliyor?
Bu soruya cevap alabilmek için konuştuğum, Doğu-Batı Araştırmaları Enstitüsü Başkanı, Uluslararası Stratejist Ömer Özkaya net açıklamalarda bulundu: "Son yıllarda bu bağımlılıktan kurtulabilmek için Türkiye bir sürü çaba gösteriyor. Bunlardan biri, içeride üretimi artırmak. Fakat bunun için de büyük paralar gerekiyor.
Bağımlılıktan kurtulmak için bir başka yöntem de petrol boru hatları. Türkiye bir ulaşım ve dağıtım merkezi olmaya, özellikle Karadeniz ve Akdeniz arasındaki bağlantıyı, Kafkaslar'dan boru hattıyla sağlamaya çalışıyor. Örneğin, Doğu-Batı ekseninde geliştirilen Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı aynı zamanda Kuzey-
Güney
eksenini kapsıyor. Böylece Rusya da enerji kaynaklarını Avrupa'ya, şansına sahip oluyor.
Mavi Akım 2 projesi de (Novorossisk-Samsun-Ceyhan) canlandığı anda, bu hat da hem güvenlik hem de ticari açıdan diğer hatlardan daha iyi olabilir. Öte yandan, Türkiye, Irak'tan Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı'nın tam kapasiteli olarak çalışmasını talep ediyor. Irak petrol ve doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya açılması konusunda da görüş birliğine varılmış durumda.
Türkiye enerjide bağımlılığı azaltmak için Katar'la, finans ve enerji alanında "derin" ilişkiler kurdu, bir boru hattı yapımına karar verildi. Katar'dan gelecek doğalgaz, Türkiye'ye iki yoldan ulaşabilir: 1- Katar-
Irak-Türkiye hattı. 2- Katar-S. Arabistan-Ürdün-Suriye-Türkiye hattı..."

NÜKLEER ENERJİNİN GELECEĞİ

Uluslararası Stratejist Ömer Özkaya, "Önümüzdeki dönemde, nükleer santral teknolojisi ve uranyum sahaları üzerine büyük bir mücadele olacaktır" derken, detaylar da verdi: "Uranyum, bor ve toryum gibi geleceğin kaderini çizen madenlere sahip Türkiye'nin enerji bağımlılığını azaltma konusunda yeni hamleleri gündeme giriyor.
Doğalgaz ya da petrol vanasının başındaki ülkelerin inisiyatiflerine bağlı kalmak istemeyen Türkiye'nin doğalgaz krizi, coğrafya ve kaynak bağımlılığı, en az enerji üretme yöntemi olarak bilinen nükleer santralleri acil olarak devreye sokacak.
Türkiye'nin uranyum, zengin toryum ve bor madenlerine sahiptir. Ufukta toryum elementi ile çalışan santraller var. '4. nesil nükleer reaktör' olarak anılan toryumlu santraller, bu elementin özelliklerinden dolayı patlama ve radyasyon konusunda daha güvenli olacak.
Toryum özellikle Türkiye için ayrıca umut verici bir gelecek vaat ediyor. Çünkü dünya rezervinin yaklaşık yarısı Anadolu'da. Türkiye toryumla çalışan nükleer santral kurabilirse bir anlamda enerji güvenliğini garanti altına almış olacaktır."

SONUÇ:

Türkiye sahip olduğu stratejik madenlerle enerjide bağımlılığı azaltırken, "bölgesel güç" konumunda, "küresel aktör" olmanın fırsatlarını kullanma şansı