BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 30 Ekim 2012

Önümüzdeki 3 yıl çok önemli

Yaşadığımız yıllarda, yeni dünya düzeni kuruluyor. Uluslararası stratejist Ömer Özkaya, geçmiş günlerde "Her 100 yılda yeni bir dünya kurulur. Türkiye 1915'te kaybetti. Ama 2015'te bu düzenin kurucusu olacak" açıklamasını yapmıştı.
Tarihe göz gezdirelim: 1702'de İspanya İmparatorluğu çok büyümüş, dünyanın her tarafında sömürgeleri vardı. İspanya Kralı öldüğünde, imparatorluğun varisi olmadığı için, Büyük güçler İspanya'yı bölüşmüştü. 1715'te İspanya Veraset Savaşları Anlaşması imzalanarak, yeni bir dünyanın kuruluşu sağlandı.
1815'e geldik. Viyana Kongresi ile kurulan dünya yıkıldı, yeni bir dünya kuruldu. Bu da 100 yıl sürdü.
1915'te 1. Dünya Savaşı'nı yaşadık. İngiltere, Fransa dünyayı parselledi.
ABD canlanmaya başladı. Rusya kafasını kaldırdı. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra da ABD ve Rusya arasında yeni düzen kuruldu.
2015'e 3 yıl kaldı. Yeni bir dünya kuruluşu süreci başladı. TC'nin yüzüncü yılına doğru (2023) sistem yerine oturacaktır.

Selçuklu-Osmanlı-Türkiye
Selçuklu-Osmanlı bin yıllık dünya tarihinin yapılmasında kilit rol oynayan devletler oldu.
100 yıl önce, yeni dünya düzenini şekillendiren İngiltere, Fransa, Rusya vardı.
2015'lere giderken, Yeni Türkiye'nin, hızla değişen dünya dengelerini şekillendirme potansiyeli ortaya çıktı. Merkezinde bizim yer aldığımız coğrafya üzerinden dünyanın geleceği şekilleniyor, haritalar yeniden çiziliyor, yüzüncü yılına yaklaşan Türkiye'de, Selçuklu ve Osmanlı'dan aldığı tarihî derinliğini harekete geçirmiş bulunuyor.
11 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin tam bir asrı bitecek.
Gelecek nesillere TC'nin yüzyılı sona ererken, ikinci yüzyılına nasıl bir Türkiye bırakacağız?
Cumhuriyet'in ikinci asrına daha güçlü girmesi için başarmamız gereken hayati vazifeler var. Cumhuriyet'i, Kurtuluş Savaşı vererek kurduk. Onuncu yıl marşını okuduk. 75 yıl marşını söyledik. Şimdi, her açıdan Demokratik Cumhuriyet'i yerleştirmek, yeni fikirler, yeni sentezlerle Cumhuriyet'i ikinci yüzyıla hazırlamak hedeftir. Bunu sağlarsak, 85 milyonlara çıkacak nufusumuzun hep bir ağızdan, 'Yüzüncü Yıl Marşı'nı söyleme şansı yakalayacağından şüphe etmiyoruz.

Önümüzdeki üç yıl
Önümüzdeki 3 yıl; Türkiye'nin önündeki 50 yılın dinamiklerini belirleyecek potansiyeli taşıyor.
Gelecek üç yılda, üç hassas seçim yapılacak. 3 seçimin sonuçlarına bağlı olarak yerel ve merkezi devlet bürokrasisinde, hem siyasi seçilmişlerde hem de onlara bağlı olarak da yerel ve merkezi yönetimlerde çok önemli değişiklikler olacak.
1) Devletimiz ikinci yüzyılda hangi sistemle yönetilecek?
2) Türkiye'yi kimler yönetecek?
Önümüzdeki dönemin en kritik dönemeci, Cumhurbaşkanlığı seçimleri oluşturuyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde geçmişte hep sancı ve kriz doğmuştu. 2014'te yeni bir durum var. Cumhur-Başkan'ını halk seçecektir. Yüzde 50'nin üzerinde oy oranı ile gelecek güçlü bir cumhurbaşkanından bahsediyoruz.
Başbakan, yüzde 50'den az oy alan partinin genel başkanı olduğunda, Çankaya ile Başbakan arasında daha en başta bir sıkıntı doğacaktır. Bu tehlikeyi şimdiden görerek, "Başkanlık, yarı başkanlık, partili cumhurbaşkanı" konusunda makul çoğunluğun anlaşması zorunluluğu bulunmaktadır.
Cumhuriyetin İKİNCİ YÜZYILI'na doğru Ak Parti iktidarı ile yönelmiş durumdayız. 2023'te olasıdır ki, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, devletin kimi önemli makamlarında olacak. Onların yanında, genç kuşakların yeni temsilcileri vatan-millet hizmetinde bulunacaktır.

SONUÇ:

Yeni dünya düzeninin siyasi ve hukuki çerçevesini 'Çağdaş demokrasi'nin oluşturacağını düşünürsek, Anadolumuz ayağa kalkmış, ekonomide dünya onuncusu olmaya adayız. Demokraside üst klasmanda yer bulmak, hukukta evrensel normlara ulaşmak için, çağdaş demokrasi ilkeleri ile bezenmiş yeni bir anayasa çıkarmaya, ileri demokrasi savaşını kazanmaya mecbur olduğumuzu asla unutmamalıyız.