11 Eylül 2001 olayının bir çirkin yüzü de "Medeniyetler Çatışması"na ve İslamofobiye zemin oluşturarak, başta ABD ve Avrupa'da Müslümanlar'a karşı işlenen nefret suçlarında büyük artışa yol açması oldu.
Bugün, MÜSLÜMAN DÜNYAYA yönelmiş gaddarlıkların, katliamların çıkış noktası, 11 Eylül 2001, CIA-MOSSAD İkiz Kuleler senaryosudur.
Başkan Erdoğan'ın insancıl diplomasisi
CUMHURBAŞKANIMIZ Tayyip Erdoğan, garipgurebaya gösterdiği şefkati, Anadolu'yu, masumların, mazlumların, kana doymaz Haçlı-Siyonistler'den kaçanların sığındığı, 'GARİPLER EVİ' yapmakta da gösteriyor. Tahran'da bir kez daha gördük, bugün dünyada 'insancıl diplomasi'nin tek mümtaz temsilcisi Erdoğan'dır. Sivil kayıplar sadece Türkiye medyasında yer buluyor.
Katliamlara sebep olan GADDAR ÜLKELERE KARŞI TEK BAŞKAN ERDOĞAN HAYKIRIYOR.
Ondan başka, mazlumların ve masumların hamisi yok. Diğer ülkelerin liderleri ise yeni hesaplar peşinde. Küresel boyutta bir duyarsızlık var.
Suriye'de yaşanan zulümü, katliam sarmalını görüyorlar.
Göç eden milyonlara, öldürülen yüz binlere kayıtsız kalıyorlar. "Demokrasi", "insan hakları" laflarını konuşmalarından eksik etmeyenler vicdansız. Batı kamuoyu sessiz, katliamlara yol açan liderleri karşısında sinmiş. Vicdansız liderlerin cirit attığı dünyada, Türkiye bütün enerjisiyle Müslüman halklara yönelik yaşananyaşanacak felaketlere engel olmaya çalışırken, Allah, Cumhurbaşkanımız'ı korusun.
Bütün masumları Haçlı- Siyonistler'in bombalarından kollasın.
TÜRKİYE göçmenlere kucak açıyor insanlık dersi veriyor. Ancak Batı mültecilere acımıyor.
Belçika'da ise düzensiz göçmenlerin toplanacağı kafesler yapıldı.
Tek yürek olma vaktidir
100 YIL öncesine ait olaylarda rol alanların isimlerini değiştirelim, aynı uluslararası emperyalist oyunlar bugün de tekrarlanıyor.
Osmanlı'yı parçalayan, İslam dünyasının kanını emen devletlerin her birisi yeni emperyalist oyunlar tezgâhlıyor. Haçlı-Siyonistler, Müslüman halkların kanını akıtmakta doymak bilmez bir iştiha ile birbirleriyle yarışıyorlar.
Yüzyıl önce yaşananlardan ders alarak, yüzyıl sonra bugünlerde yaşananları iyi okumaktayız.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, zor ama dikkatli bir şekilde, eğilmeden, bağımsız duruşla Türkiyemiz'in Hayat Alanı'nı koruyor.
Stratejik ve taktik hamleler yaparak, bir taraftan DERİN OYUNLARI BOZUYOR, diğer taraftan Amerika, Rusya ve diğer güçler arasındaki yeni paylaşmaları durdurmaya çalışıyor.
Ayrıca, şu anda, derin ABD tarafından başlatılmış ekonomik savaşla da mücadele ediyoruz.
Yaşadığımız günler, olağanüstü günler. Nasıl 15 Temmuz gecesi tek yürek oldu isek aynı birlik beraberliğimizi bozmadan siyasi görüşümüz, etnik kökenimiz ne olursa olsun ülkemize, devletimize, Cumhurbaşkanımız'a sahip çıkmalıyız.
Haçlı-Siyonistler'in kurguladığı ekonomik savaşa karşı da aynen Kurtuluş Savaşı gibi Türkiyemiz'in tek yürek olma vaktidir.
A partisi, B partisi, C partisinin farklı konuşması, davranması günü değildir.
DİKKAT ET, KEMAL KILIÇDAROĞLU.
Hayati ve hassas zamanlarda hep beraber olmuşuzdur. Şimdi de her zaman olduğu gibi tek yürek olmanın vaktidir.
DERİN SÖZ
"TÜRKİYE Doğu Akdeniz'de devrededir. Bizim yeni sahalarla ilgili sondaj çalışmaları başlatma olayımız ciddi bir şekilde ses getirdi.
Akdeniz'de bir-iki ay içerisinde kazılacak olan ilk kuyu sonra ikinci kuyu, dolayısıyla Türkiye bölgede gaz-petrol bulamamış tek ülke olarak, bölgede en çok tüketen en büyük ülke olarak, böyle bir durum olursa, yabancılarda bir kaygı var. Biz işimize bakıyor, Türkiye'nin geleceğini planlıyoruz." (Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak)