BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 14 Kasım 2018

28 Şubat’ı hortlatma tezgahları

CUMHURİYET Mitingleri'ni unutmadık. O günlerde ne yapılıyorsa günümüzde de aynı iklimi yaratma çabaları göze batıyor. CHP orijinli 29 Ekim kutlamaları, 10 Kasım anmalarını tırmandırma çabaları, ardı ardına çıkan Atatürk kitapları. Atatürk'e hakaret etti diye yaşanan tutuklamalar, Ant tartışmalarının köpürtülmesi, CHP Milletvekili Öztürk Yılmaz'lı, Türkçe Ezan tartışmaları, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş üzerinden yürütülen yıkıcı yayınlar, CIA kontrollü, sosyal medyanın dikte çeker biçimde Atatürk köşelerine dönmesi, muhakkak dikkatinizi çekmiştir.
Bu işler boşuna olmuyor. AK Parti'yi 31 Mart'ta kaybettirme, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı planlı-programlı kuşatma planları hızlanmış görünüyor.
'28 Şubat'ı yeniden hortlatmak' için merkez üssü CHP olan, Eski Türkiye kalıntıları, vesayetçi odakların adamları hareket halinde. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına dikkatle bakınız. "Ankara ve İstanbul belediye başkanlığını almamız, Cumhur Hükümeti'ni tartışmaya açacaktır'.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan'ı tanırsınız... Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan liderliğindeki Büyük Türkiye yürüyüşünü durdurmak için, BATI FORMATLI OYUNLARI tezgâha koymuşlardı. Cumhuriyet Mitingleri'nde kürsüye hakim olanların kitlelere sundukları çerçeve, attırdıkları sloganlar, ulusalcılığı körükleme, milletin kafasını karıştırma amaçlıydı. Emperyalist Batı'nın dize getiremediği Erdoğan'ı köşeye sıkıştırmaktı. Cambaza bak derken, içerideki vesayetçi odakları, zinde kuvvetleri harekete geçirmek istiyorlardı.
CHP yönetimine, birçok Kemalist örgüte ve kalemşora hakim olan bu hastalıklı ulusalcı bakış açısıyla KONTROLLU KAOS zemini yaratmaktı. Aziz Millet'ten tokat yediler. Gardırop Atatürkçüsü CHP, şimdi aynı tezgâhlarla,31 Mart seçimlerinden medet umuyor. Yine Aziz Milletin tokatını yiyecekler. Çünkü Türk Milleti, CHP'nin de, vesayetçi odakların da ciğerini biliyor.

BATI FORMATLARINA ARTIK GEÇİT YOK
Türkiye, Kaşıkçı olayında kimlerin parmağı var, kimler yönlendirme yapmış ortaya çıkardı. İpin ucu, İsrail ve BAE işbirliğine kadar uzanıyor.
15 Temmuz hain FETÖ darbesinde, İsrail ile Bileşik Arap Emirlikleri'nin arka planda olduğunu tespit etmiştik.
ABD Başkanı Trump'ın damadı Jareed Kushner ile Suudi Arabistan veliaht Prensi Muhammed bin Selman, bu grubun suflörüydü. İsrail ve BAE organizasyonu Türkiye'ye yönelik değişik oyunları tezgâha koyarken, Kaşıkçı cinayeti de bu çetenin sonucu olarak ortaya çıktı. Ama hesap edemedikleri bir gelişme oldu. Türkiye'yi bu kumpasın içerisine sokup suçlamak niyetindeyken, Türkiye tezgâhları tersine çevirdi. İsrail şoke olmuş durumda...

DOĞU AKDENİZ'DEKİ HAYDUTLAR
15 Kasım KKTC'NİN 36. kuruluş yıl dönümü. 15 Kasım 1983 tarihi, Kıbrıs Türk halkının siyasi yaşamının önemli bir dönüm noktası ve mücadelelerini devlet olgusuyla dünyaya ilan ettiği bir gün oldu. Atlantik'in lokomotifi ABD çözüldükçe çok kutuplu bir dünya düzeni güç kazanıyor. Türkiye, Rusya, Çin, Avrupa, Hindistan ve ABD arasında yeni bir küresel denge oluşuyor. Bu bağlamda, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz, geleceğin BASRA KÖRFEZİ olarak, stratejik önem kazandı. Batı'nın donanmalarının Doğu Akdeniz'e üşüşmesini çok iyi okuyan Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, yeni nesil Burgaz savaş gemisinin donanmaya katılım töreninde tarihi bir konuşma yapmış, "Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakların gasp edilmesine, Ülkemiz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) dışlanarak adeta gasp edilmesine yönelik girişimleri kesinlikle kabul etmeyeceğiz.
Türkiye'ye rağmen Doğu Akdeniz'de veya Ege'de adım atabileceklerini sananlar ne kadar büyük bir hata yaptıklarını anlayacaklardır. Denizlerdeki haydutlara da meydanı bırakmayacağız" demişti. Türk Donanması Doğu Akdeniz'de bayrak dalgalandırıyor.
Gururluyuz.