BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 19 Aralık 2018

Kızıl Elma’ya gidiyoruz

KIZIL ELMA: Türk devletleri için, ulaşılması gereken bir yeri, cihan dünya hâkimiyeti idealini ve Türk birliğini ifade eder. Başkomutan Tayyip Erdoğan ve kahraman ordumuzun, tam bir yıl önce Afrin'e düzenlediği Zeytin Dalı Harekâtı'na katılan tankçı uzman çavuş 24 yaşındaki Mehmet Kuzu'nun söylediği "İstikamet Kızıl Elma, ailem beni beklemesin" sözleri, Türk askerinin ruh halinin en güzel kanıtlarından biri olmuştu. Türk milleti, Fırat'ın doğusuna gerçekleştirilecek harekâtı heyecanla bekliyor. Mehmetçik, yine Kızıl Elma'ya gitmek üzere gün sayıyor. Bu bir cephe savaşı değil, Türkiyemiz'in BEKA MÜCADELESİDİR. Tarihe sığmayan Türk milletinin, gelecek yürüyüşüdür.
Başkomutan Tayyip Erdoğan hazır.
Türk ordusu hazır. YENİ SEFERİN HEDEFİ ÖNCE MÜMBİÇ VE TELRIFAT. SONRA SÜLEYMAN ŞAH'tır. Süleyman Şah Türbesi geçici olarak taşınmıştı. Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu'nun taşındığı eski yer Türk toprağıdır. Kendi toprağımızdan vazgeçmek gibi bir durumumuz asla olamaz. Eski yerin bağlantısı Mümbiç'ten kuruluyor. Mümbiç, ABD kuklası PKK-PYD'den temizlendikten sonra, Türk toprağı Süleyman Şah'ta tekrar albayrak dalgalanacak.

BÜYÜK RESİMDEN ŞAŞMA
Günümüz ortamında, eskiden herkes tarafından kolayca anlaşılan gerçekler giderek daha güç anlaşılır hale geliyor. Böyle bir ortamda yolumuzu bulabilmek, ancak bize gösterilen resimlerin aldatıcı görünümlerinin arka planını görmekle, BÜYÜK RESİME bakmakla mümkün olabilir. Türk-İslam düşünürü Farabi, "Bir şeyin bilgisi ya akıl kuvvetiyle ya da tahayyül kuvvetiyle elde edilebilir" demişti. Hiçbir olay nedensiz değil.
Her olay mutlaka başka sonuçlara da yol açıyor. Her olayın bir görünür ve onun ötesinde görünmeyen sebebi olabiliyor. Çevremizde olan olaylar karşısında, küçük olaylara odaklanıp büyük resmi kaçırmamak gerekiyor. Hiçbir dönemde olmadığımız kadar aklımıza ve tahayyül kuvvetimize ihtiyaç duyuyoruz. Zekâmız doğru bilgi edinmenin yanında onu kullanmamıza imkân sağladığı sürece, sislerin arasından doğru yolları bulmamız ve geleceğin BÜYÜK TÜRKİYE'SİNİ oluşturmamız zor olmayacaktır.

GELECEĞİN 100 YILLIK DÜZENİ
Her yüzyılda bir YENİ DÜNYA DÜZENİ kuruluyor. İçinde yaşadığımız günler, 21'inci yüzyılın ilk 100 yılının düzenini oluşturma mücadelelerine konu oluyor. Merkezinde Avrasya'nın kalpgahı Türkiye'nin bulunduğu Yeni bir dünya düzeni kurulurken, Allah razı olsun, başımızda, geleceğe bakan 2071 gibi, gelecek yüzyıla hazırlanmamızı sağlayan Başkan Tayyip Erdoğan gibi, bir küresel liderle idare ediliyoruz. Erdoğan sayesinde, bakış açımız daha geniş, geleceğe yönelik daha derin düşünüyor ve yeni paradigmalarla yoldayız. Evet. ABDAvrupa, yani Batı'nın kurguladığı "tüketerek mutlu olacağına inandırma" üzerine kurulu algı yönetimi çöküyor. Batının yarattığı samimiyetsiz ve adaletsiz sistemin uzun süre ayakta kalabilmesi mümkün gözükmüyor. İnsanı merkeze almayan, manevi dünyayı yok sayan ve insan için sanal ortamlarda sahte dünyalar oluşturan sistemlerin birer birer çöktüğüne tanıklık ediyoruz. Böyle bir düşünce yapısının insanın mutluluğunu uzun süre sağlaması zaten mümkün değildi. Çünkü "adalet duygusu" algı yönetimleri ile sağlanamayacak kadar önemli ve ihtiyaç duyulan bir olgudur.
Yeni sistemin özüne; insanı ve adaleti koyan Türk milletinin, yeniden Türkİslam medeniyetini canlandırma şansı bulunmaktadır. Çöken Batı paradigmalarına karşı, Türk-İslam paradigmaları, yeni dünya için bir kurtuluş yolu olacaktır.