BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 14 Ocak 2019

Türkiye eski Türkiye değil

EVET. Türkiyemiz'in Irak ve Suriye sınırları 100 yıl önce, İngiliz Başbakanı Churchill'in viski partileri sırasında, Sykes-Picot'la cetvelle çizilmişti.
100 yıl sonra Başkanımız Tayyip Erdoğan çıktı. "Bölgede cetvelle çizilmiş sınırların yanında kalplerle çizilmiş sınırlar da var.
Bu sınırı kalplerden silmek mümkün değil" dedi. İşte bugün Irak ve Suriye'de yaşananların başlığı budur. Kısaca hatırlayalım. Sykes-Picot, 16 Mayıs 1916'de İngilizler ve Fransızlar arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun Ortadoğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır. Sevr; İngiliz ve Fransızlar'ın İstanbul'u Türkler'den alma, Çanakkale ve İstanbul Boğazı'nın işgal edilmesi, Anadolu'da Ermenistan/Kürdistan kurma, Ege Bölgesi'nin (İzmir) Yunanlılar'a verilmesi, Antep, Mardin, Urfa'nın ve Suriye'nin Fransa'ya verilmesine yönelik rezil bir metindir. 100 yıl sonra, Türkiyemiz yine aynı oyunlarla karşı karşıyadır. Ancak, dün zayıftık. Bugün, DİRİLDİK. Dün, atılan kementlerle boğuluyorduk, bugün PRANGALARI KIRIYORUZ. Başkanımız Erdoğan'ın önceki gün yaptığı hayati derinlikli açıklamanın üzerinde durmakta yarar var. Erdoğan, "Eğer Türkiye eski Türkiye olsaydı, bugün Suriye'de o terör koridoru da kurulmuştu, Irak paramparça edilmişti, Filistin, Bosna gibi kadim davalarımızdan eser kalmamıştı" dedi.
EĞER Afrin'de, Cerablus'ta, Cudi'de, Gabar'da, Kandil'de, Sincar'da arka arkaya başarılar geliyorsa, işte Türk Ordusu'nun dışa muhtaç durumdan kurtarılmış olmasıdır. Milli ve yerli savunma sanayimizle övünmeliyiz. Milli birlik içinde hareket etmemizdir. Nitekim 15 Temmuz'da aziz Türk milleti hep beraber ayağa kalkmasa idi bugün güney sınırlarımız da çukurlar, PKK işgalleri ile nefesimizi kesiyorlardı. PKK'yı, DEAŞ'ı kullanacak NATO-CIA-Pentagon, Türkiye'ye yerleşecekti. Irak-Suriye- Akdeniz, ABD-İsrail, petrol-terör koridoru gerçekleşmiş olacaktı. O gece Türkiye istiklalini bir daha kazandı...

Suriye'de seçeneklerimiz
SURİYE'NİN kaderi, üç liderin ellerinde. Erdoğan-Trump- Putin. Rezil Bolton'a iki dosya veren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'ın üzerinde durduğu bazı noktalar, Afrin senaryosunun Fırat'ın doğusunda tekrar edilmesinde kapının açık tutulabileceğine işaret ediyor. ABD'nin dağıttığı silahlar, üsler ve lojistik merkezleri, 40 km içe çekilme, müzakere edilen konular arasında. Önümüzdeki 25 gün içinde, Başkanımız, Rusya Lideri Putin ve ardından ABD Başkanı Trump'la görüşecek. ABD ile uzlaşmak düğümü çözmeye yetmiyor. Rusya ile de mutabakatı sağlayacak Erdoğan, düğümü çözebilir. Türkiye, Astana mutabakatıyla Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanmasına uygun olan Menbic ve Fırat'ın doğusuna girmek, barışı sağlamak istiyor. Türkiye, tarihin en büyük tahkimatını yaparak, caydırıcı gücünü, Başkan Erdoğan da çok yönlü dış politik becerisini göstererek, SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMA DA HASSAS MEVZİLERE YERLEŞİYOR. Allah, Erdoğan'ı korusun.

CHP'de ballı yerler için birbirini yiyorlar
CHP'DE iki yönlü mücadele içindeki kanatlar, birbirini yiyor.
1 Nisancılar, 31 Mart'ta 10'DA 10 KAYBEDECEK Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerine oynayanlar. Oğuz Kaan Salıcı, Muharrem İnce, Özgür Özel, Selin Sayek Böke, Gürsel Tekinci'ler tahkimat yapıyor.
İzmir, İstanbul Beşiktaş, Kadıköy, Şişli adayı olmak için yapılanları bir bilseniz, nefesiniz kesilir. İzmir adayı bir türlü belirlenemedi. CHP'nin bazı adamları adaylıkları kapmak için birbirinin gözünü oyuyor. Tuncay Özkan'ın ayak oyunlarına Aziz Kocaoğlu çıldırıyor. Milletvekilleri ballı adaylığın peşinde. İstanbul'da Oğuz Kaan Salıcı-Canan Kaftancıoğlu cuntası ön saflarda, Mustafa Sarıgül'ü, Gürsel Tekin'i pota dışına itmiş durumdalar.
Vatandaş ekmek derdinde, CHP'de ballı yerler için birileri zevk-ü sefa içinde...