Affetmeyeceğim bir tek şey var; AK Parti'nin karşısında bir başka parti kurup da, onunla AK Parti ile mücadele etmeye yeltenmeleri affedilecek bir şey değildir." AK Parti kurucusu Bülent Arınç...
Manisa'lı hemşehrimi 1980 darbesi sonrası yasaklı dönemden bu yana tanıyorum.
Değerli siyaset ve devlet adamı Bülent Arınç'a da iftira attılar. Dosdoğru olduğunu her zaman gösterdi, gösteriyor. Türkiye'nin 100 yılda bir yetiştirdiği büyük devlet ve siyaset adamı Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı yıkmaya yönelik DERİN OYUN'ları iyi okuyor. AK PARTİ'yi bölmeye yönelik tezgâhların, Büyük Türkiye yürüyüşünü durduracağını değerlendirerek, birlikte yola çıktıkları Gül ve arkadaşlarına, "ONE MINUTE" diyor.
AK PARTİ'Yİ ZAYIFLATMA TEZGAHLARI YABANCIMIZ DEĞİL.
Erdoğan, 2009 yılında haçlı Siyonistlerin İslam dünyası içine HANÇER olarak soktukları İsrail'in Cumhurbaşkanı oturumda Peres'e en sert eleştirileri yöneltmiş, "Öldürmeye gelince siz çok iyi bilirsiniz. Tankların üzerinde Filistine girdiğimde kendimi mutlu hissediyorum diyen başbakanlarınız var" demişti. Bu sözler, yıllarca mağdur edilmiş İslam dünyasında TEK YÜREK oluşun önünü açmıştı. Müslüman dünyanın ortaklaşa harekete geçmesi için işaret fişeğiydi. İşte o günden bu güne, Haçlı Siyonistlerin ağababalarının yönettiği Derin ABDAvrupa, Büyük Türk Milletine diş göstermenin yollarını aramıştır ve arıyor.
Biliyorlar ki, Tayyip Erdoğan, Türk Milleti tarafından seviliyor. Oy verenler de vermeyenler de Erdoğan'ın dik duruşunu takdir ediyor. 31 Mart'a giderken, Derin ABD-Avrupa, CHP-HDP-İP-SP'yi bir araya getirerek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı kuşatmak, bunu da, AK PARTİ'Yİ ZAYIFLATARAK, gerçekleştirmek istiyorlar.
CHP-HDP-İP-SP'NİN BABASI KİM?
Yakın tarihe bakalım. 1989 yılı, Türk siyaset tarihinde önemli bir yıldı. Başbakan Turgut Özal'ı yıkmak için bir taraftan Süleyman Demirel bir taraftan Erdal İnönü çok sert yıkıcı kampanya yürütüyorlardı. Özal için "Yerel seçimde başarılı olamasın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aday olamasın" kampanyaları acımasızca sürüyordu. İstanbul büyük sermayesi de Özal'ı sıkıştıracak kampanyalarda başrollerde geziyordu. 26 Mart 1989 yerel seçimlerinde Özal, zayıflatıldı. Demirel ve İnönü bayram yaparken Türkiye hassas bir konuma geldi. Rahmetli Özal, oyunlara boyun eğmedi, Çankaya'ya çıktı.
Demirel-İnönü, onu boykot etti. 1991 seçimlerinde, büyük sermaye ve derin mahfiller, ellerinden geleni yaptılar. Özal- Anap'ı zayıflattılar, Türkiye'yi koalisyonlara mahkûm ettiler. 1991-2991 arası, 10 yıl Türk milletinden çalındı. Suikastlar, ara rejimler, banka soygunları, 28 Şubat darbesi, ekonomik krizler... Halkımızı yıktılar. Türkiye fakirleşti. Siyasi, iktisadi, sosyal büyük kayıplar yaşanıldı. 1989 seçimlerine giderken olanlar aynen tekrarlanıyor. 31 Mart 2019 seçimleri için, CHP-HDP(PKK)-İP-SP-FETÖ bir araya getirildi. Derin ABD-Avrupa sufleleriyle psikolojik harp teknikleri uygulanıyor. İstanbul ve Ankara, CHP'nin patronajındaki kurgulanmış ittifak tarafından düşülerek, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan kuşatılmak isteniyor.
Hedefleri, "Erdoğan zayıflatılsın, Büyük Türkiye yürüyüşü durdurulsun." Birbirine selam vermeyen CHP etrafından kümelenmiş ittifak, suflelerle yol alırken, PKK ve diğer terör örgütleri uykuya sokuluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zayıflatılmasını bekleyen enerji-silah baronları, dişlerini Ankara'ya geçirmek için 31 Mart akşamını bekliyorlar.
SONUÇ: Ortadoğu, 100 yıl sonra yeniden şekilleniyor. Böyle bir zamanda bölgesel güç konumlu, küresel oyunculuk yapan Türkiye'nin ve Tayyip Erdoğan'ın önünü kesmeye yemin etmiş, menfaat grupları, kurgulanmış CHP ittifakı, ABD silah ve petrol baronları yine devrede.
Ne yapacağız? 31 Mart'a seçim olarak değil, TÜRKIYE'NIN BEKA MESELESİ OLARAK BAKMAK, ANKARA'NIN DÜMENLERİNİ ASLA DERİN
ABD-AVRUPA'YA VERMEMEK için birlik içinde davranacağız.
