Bu iki görüşme, Suriye'nin son aşamasına ışık tutacak. Başkan Erdoğan, 'Hazır ol cenge ister isen sulhu salah' doğrultusunda stratejik hamleler yapıyor. Türkiye hazır. Ordu hazır. Sabrımız taşma noktasında. Sulh için son çıkışlarını yapıyor. Ya anlarlar.
Anlamazlarsa, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Evet. Ya olacağız, ya öleceğiz.
Türkiye'nin A-B-C planları hazır. A planı, sulh yoluyla güvenli bölge kurmak. B planı, kendi imkanlarımızla yapacağız. Süleyman Şah bizi çağırıyor. Süleyman Şah, yerine dönmek istiyor. Söğüt'te Ertuğrul Gazi'yi anma töreninde konuşan MHP lideri Bahçeli'nin, "Süleyman Şah Türbesi" ile ilgili açıklamasının zamanlaması çok manidardır. Türkiye'nin Süleyman Şah'ı ebedi yerine taşıması uluslar arası hakkımızdır. 20 Ekim 1921 tarihinde Türkiye ile Fransa arasında imzalanan Ankara Antlaşması'nın 9. maddesi uyarınca, söz konusu bölge Türk toprağıdır, Türkiye'ye türbede muhafız bulundurma ve bayrak çekme hakkı vardır. Bu hak, Lozan Barış Antlaşmasında da teyit edilmiştir.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Putin, Ankara zirvesinde buluşacak. İdlip'te son durum, Fırat'ın doğusunda güvenli bölge kurulması, İdlip'ten muhtemel göçün önlenmesi, Anayasa Komitesi'nin oluşturulması, masaya yatırılacak. Diplomatlara göre, komitenin 16 Eylül'de oluşturulması büyük olasılıkla sağlanacak.
SONUÇ: Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin geri dönülmez kararlılığını net biçimde ortaya koydu. Kandil'den Doğu Akdeniz'e oynanan her oyunu bozacağız. PKK uydusunu kurdurmayacağız. Türkiye kararlı.
Haçlı Siyonistlerin gelecek 10 yıllardaki Türkiye evlatlarının başına bela olacak projelerini parçalayacağız. 'Ya olacağız, ya öleceğiz'...
