"Türkiye sahada kazanır, masada kaybeder." Yok öyle. Başkanımız Erdoğan, hem sahada hem masada Türkler'in gücünü gösteriyor. Ezber bozuyor, en önemlisi OYUNLARI bozuyor. Kararlı Türkiye, Kararlı Başkan ile hem sahada hem masada verilen mücadele sonucunda terör unsurları, taşeronlar, paralı askerler ve destekçileri geri adım atmak zorunda kalıyor. Kuzey Suriye'de 2'NCİ İSRAİL'İ KURMA PLANLARINI
PAÇAVRAYA ÇEVİRDİK. ABD, GERİ ÇEKİLMEK ZORUNDA KALDI. Barış Pınarı barış koridoruna döndü. Kahraman güvenlik güçlerimiz, teröristleri kazdıkları hendeklere gömdü. Bu süreçte sivil halka zarar vermemek için çok titiz bir çalışma yürüttü, Güneydoğu halkımızı PKK zulmünden kurtardı.
Kürt yurttaşlarımız rahat nefes aldı. Ardından, sınır ötesinde gerçekleştirdiğimiz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe harekâtı ve Barış Pınarı harekatları ile PKK/ PYD ve hamisi ABD geri çekilmek zorunda bırakıldı. Sahadaki hakimiyeti Başkanımız Tayyip Erdoğan, Trump'la, Putin'le baş başa görüşerek, MASADA DA sürdürüyor. Son olarak Washington'da ABD lideri Trump, Başkanımız Erdoğan'ın bükümediği elini öpmek durumuna geçmek zorunda kaldı. Hem sahada hem masada alınan kararlar Erdoğan'ın hergün biraz daha Küresel lider olarak olaylara hakimiyeti, Türkiye'nin zafer yürüyüşlerinin açık bir göstergesidir. Arkasında Aziz Türk milletinin desteği, Türk Ordusu, Türk Polisi ve Türk Jandarması'nın kararlı mücadelesi ile Başkanımız Erdoğan, sadece Türkiye'nin değil, ezilen, suskun Müslüman dünyanın da gurur vesilesi olmaktadır. Türkiye içte ve yakın coğrafya da terörle mücadeleyi sürdürürken, 2023 harekatını sürdürürken, aziz milleti rahatlatacak projelere de imza atarak zaferden zafere koşmaktadır. Bu durum karşısında ABD-Avrupa ve piyonları Türkiye'ye yönelik salyalarını akıtsalar da BÜYÜK TÜRKİYE'Yİ DURDURAMAYACAKLARDIR.
GÖZLER, NATO ZİRVESİ'NE DÖNDÜ. Başkanımız Tayyip Erdoğan, Washington zirvesinden sonra 3-4 Aralık'ta Londra'da NATO Liderler Zirvesi'ni de sarsacak hazırlıklara hemen başladı. Orada NATO'YA "TİTRE KENDİNE DÖN" özellikli konuları çok açık ve net gündeme getirecektir. Erdoğan'ın bu konudaki görüşünü hatırlayalım: "İlla savaş olduğu zaman mı NATO devreye girer?
5. Madde savaş olduğunda mı devreye girer? 5. Madde terörle mücadele esnasında devreye girmeyecek mi?
Ben bunu Stoltenberg'e sordum. Şu ana kadar NATO en ufak bir adım atmadı. Hiçbir AB üyesi ülke Barış Pınarı Harekatı'nda yanımızda yer almadı. En ufak olumlu açıklamaları yok. Bunlar sadece 'Doğu Akdeniz'de petrol arama işlerinde Türkiye'yi nasıl engelleriz?' gayreti içindeler. Nerede petrol var bunun gayreti içindeler.
Biz böyle bir derdin peşinde değiliz.
Bizim bütün derdimiz Suriye ile ilgili olarak, bu ülkenin birlik, beraberlik ve bütünlüğüdür. Onun için de yaptığımız tüm çalışmalar, tüm müdahaleler ona yöneliktir. Temenni ederiz ki bunu inşallah süratle, kısa zamanda neticeye ulaştırırız." NATO zirvesine kadar Türkiye, Suriye sahasının röntgenini çekecek.
Türk Devlet Aklı'nın istihbarat ve güvenlik değerlendirmeleri şöyle:
- PKK-PYD'lileri teröristlerin tamamı bölgeden çekilmedi. Bazılarının bekler hücre konumu da sivil görünüme geçti. Bazı silah ve mühimmatın ileride kullanılmak amacıyla saklanması dikkatle takip ediliyor.
Provokatif amaçlı yabancı servis faaliyetlerinin bölgede harekete geçebileceği, TSK'nın hem PYD/ YPG hem de DEAŞ'a karşı gerekli gördüğü an ve durumda harekete geçmesi söz konusu olacak.
