BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 27 Ocak 2020

Emine’ler, Azize’ler, damarımızdaki kandır

17 AĞUSTOS 1999'daki Marmara depreminde hafızalara kazınan fotoğraf karesiyle 5 saat saat sonra depremin enkazları arasından kurtarılan sembollerden birisi Ömür Kınay kızımız olmuştu. Gazeteci olarak takip ettiğim o depremi hatırladıkça, Ömür kızımız hep gözümün önündeydi.
Yıllar sonra bir Elazığ depremiyle canlarımızı kaybettik. Enkaz altından 17 saat sonra Azize kurtarıldı. Azize'mizi, Emine Kuştepe'nin insan üstü çabası kurtardı.
Ekranlarda hep beraber izledik.
Gönüllü hemşire Emine Kuştepe, bir enkazın başında. Enkaz altındaki AZİZE'NİN TELEFONUNU BULUYOR, GÖZYAŞLARI İÇİNDE ARIYOR, "Azize, Azize" diye sesleniyor.
Allahımız'ın bir muzizesi daha, Azize cevap veriyor. Azize Çelik'in göçük altından elini uzattığı anlar da Aziz Türk milletinin gönül telleri titretiyor.
Emine'mizi, Azize'mizi, çocuklarımızı, komşularını kurtarıyor.Elazığ'ın hafızalara kazınan sembolüdür onlar.
Damarlarımızda akan kanın ismidir, Azize ve Emine Kuştepe. Allah Azize'lerimizi, Emine'lerimizi hep korusun. 17 saatin ardından enkaz altından kurtarılan 45 yaşındaki Azize ile telefon bağlantısı kuran UMKE Gönüllüsü Emine'nin "Azize bak sen bir annesin. Aşağıdaki herkesin annesi şu an sensin. Sen daha güçlü olacaksın" sözleri kulaklarımızda çınlıyor.
Elazığ'ın Sivrice İlçesi'nde yaşanan 6.8 büyüklüğündeki depremde görev alan ve enkaz altında kalan Azize Çelik ile konuşan Adıyaman UMKE ekibinde görevli Emine Kuştepe'nin babası Veysel Kuştepe, kızının helallik isteyerek göreve gittiğini söyledi. Telefonda yaptığı kritik yönlendirmelerle Azize ve ailesinin kurtulmasını sağlayan Emine'nin babası Veysel Kuştepe, kızının iki çocuğunu bırakıp helallik isteyerek Elazığ'daki depremzedelere destek olmak için gittiğini dile getirdi. Kızı ile gurur duyduğunu söyleyen baba konuşuyor:
"Deprem olduğu zaman kızım bana telefon açtı. 'Baba hakkını helal et. Ben Elazığ'a gideceğim deprem oldu' dedi. Ben de 'Allah işini gücünü rast getirsin' dedim. Benim kızım işini severek yapıyor. Allah bu tür şeyleri düşmanımın başına vermesin. Ben de televizyonda kızımı seyrettim.
Baktım telefonla konuşuyor, onların kurtarılmasını sağlıyor. Bu Adıyaman'da da olabilir, Antep'te olabilir, Maraş'ta olabilir, herkese geçmiş olsun. Kızım koştu gitti. Görüntüleri izledikten sonra kızımla görüştüm 'Kendine iyi bak fazla telefonu meşgul etmeyim' dedim.
Annesi ise izlediğinde gözleri doldu.
Adıyaman ekibi gerçekten güzeldir, sürekli eğitime gidiyorlar. Ben bunu da takdir ediyorum." Emine Kuştepe ile gurur duymalıyız.
İşini severek yapanlarla, can kurtarmak için dini, kimliği kim olursa olsun aziz Türk milletine hizmet edenleri asla unutmamalıyız. Can kızımız Emine, felaket anındaki davranışlarıyla "Türk- Kürt kardeştir" gerçeğini bir kez daha zihinlere kazıdı. Emperyalistlerin oyunlarına gelen, onların aparatı olan, Kürtler'in de düşmanı PKK'nın oyunlarını bir kez daha bozdu.
Azize, Kürtçe bilmiyor. Enkaz altında Türkçe bilmeyen, Kürtçe konuşan komşuları var. Onlarla konuşması gerekiyor Emine'nin. Azize'ye "Onlara şöyle seslen" diyerek Kürtçe nasıl seslenmesi gerektiğini öğretiyor. Enkaz altında, Türk-Kürt vatandaşlarımız beraber.
SONUÇ: Allah, PKK'yı kahretsin.
Emperyalistlere alet olanları kahretsin.
Emine ve Azize; Kürt'ün, Türk'ün kardeşliğini anlatan bir seslenişin sembolu oluyorlar. 17 saatlik fedakâr bir çalışmanın ardından, Türk, Kürt, çocuklar, Azize ve diğer vatandaşlarımız kurtarılıyor. İnanın Emine Kuştepeler, daha birçok isimsiz kahraman Türk kadını aramızda. Felaketlerde birlik olmamızın sembolleri onlar. Daha çok canlar kurtarmak için seferber olacaklardır. Kadınlarımız budur.
Vatan onların omzunda yükselecektir.
Vefat eden canlarımıza Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun, Geride kalanlara sabır versin. Emine Kuştepeler, Azize'lerimize Allah uzun ömürler versin. Başın sağ olsun Türkiye...