BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 23 Şubat 2020

Sinsi planlar

UZUN zamandır işleri perde arkasından yürüten Abdullah Gül'ün, suskunluğunu aniden bozmasının Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı yıkmaya yönelik CIA aparatı FETÖ'nün etkin rol aldığı Gezi kalkışmasına destek vermesi ve parti kurmakta zorlanan Ali Babacan'a sahip çıkmasının arka planında ne var?
Gül'ün nihayetinde kendisini cumhurbaşkanı adayı olarak destekleyen CHP-Kılıçdaroğlu'nu kucaklaması, hazırlanmış senaryoların işaret fişeği mahiyetindedir.
Perde arkasında iş yürüten Abdullah Gül'ün konuş(turul)masının üzerinde dikkatle durmalıyız. Gül, Süleyman Demirel'in Tansu Çiller liderliğindeki DYP'yi karpuz gibi ortadan bölmesi, DYP'li milletvekillerinin ayrılıp ŞEMSİYE PARTİSİ kurmalarını sağlamasına benzer bir düşünce yapısı içinde bulunuyor.
Aynen Demirel'in DYP'yi bölerek, DYP-Refah Partisi hükümeti kurmasını engellemesi gibi Abdullah Gül'de, tek başına iktidar olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arkasında kale gibi duran AK PARTİ'yi bölme heyecanı ve çalışmaları içinde gözleniyor.
Gül, uzun süredir perde gerisinde siyasi manevralar yapıyordu. Kemal Kılıçdaroğlu ve Temel Karamollaoğlu ile perde gerisinde görüşmeler yaptığı kulislerde konuşuluyordu. Aniden 18 ŞUBAT günü ortaya çıktı.
Malum gazetede yayınlanan mülakatıyla Ali Babacan'a HAYAT SUYU VERMEYE ÇALIŞTI, partiye ilk açık desteğini verdi.
NEDEN ACABA?
Abdullah Gül'ün bir taşla çok kuş vurmaya yönelik konuşmasının ilk sırasında, öncelikle Babacan'ın parti kuruluş tarihini defalarca ertelemesi, Babacan'la beraber olacak zihinlerde bir belirsizliğin doğmasına yol açmıştı.
Yollarını Babacan ile birleştirme eğilimindeki bazı siyasetçiler, mesafeli durmaya başlamıştı.
GÜL ORTAYA ÇIKARAK, AK PARTİ'yi bölme tezgahına odun atanlara "Endişe etmeyin, ben Babacan'ın arkasındayım" mesajı veriyordu. Yani Gül, Babacan'ı kıvranmakta olduğu ortandan kurtarmaya, birleşme cesareti kırılmış olanlara cesaret vermeyi bir görev biliyordu.
Bu çıkışıyla CHP, İYİ Parti, HDP ve Gelecek Partisi ile aynı "parlamenter sistem" zemininde buluştuğunu belirtti.
Ne tesadüf, GÖLGE CIA, RAND'ın senaryo raporundaki, DEMOKRATİK MUHALEFETLE ABD İLİŞKİSİ DOĞRULTUSUNDA pozisyon belirledi.
Abdullah Gül manidar biçimde, bu çerçevede CIA aparatı PKK'nın siyasi kolu HDP'yi dışlayıcı tutum takınmadı, derin Avrupa'nın köpürttüğü Kürt sorununu artık ULUSLARARASI SORUN diyerek, entrikacı Batı'ya zemin açma teşebbüsünde bulundu.
TESADÜF DEĞİL.
Gül'ün mülakatının yayınlandığı günün zamanlanması dikkati çekiciydi.
Bir başka yönüyle mülakat, Gezi kalkışmasında rolü olan SOROS'cu Osman Kavala hakkında NE TESADÜF beraat kararı verildiği güne denk getirilmişti.
Gezi kalkışmasını beraatla sonuçlandıracak MAHKEME kararından Abdullah Gül'ün haberi olup olmadığı merak ediliyor. "GÜL'Ü SEVENLER Kulübü", Gezi Parkı davasında Osman Kavala dahil bütün sanıklara beraat kararı çıkmasını bir TESADÜF olarak değerlendiriyordu.
Evet. Gül, Derin Avrupa mahfillerinin Osman Kavala'ya SAHİP ÇIKARAK AVRUPA TRENİNE BİNMİŞ DURUMDA.
SONUÇ: Abdullah Gül de, DYP'nin karpuz gibi ortadan bölerek Tansu Çiller'in Başbakan olmasını engelleyen, sonunda 28 Şubat post modern darbe hükümetini kurulmasına yol açan KURGULANMIŞ PLANIN benzerini GERÇEKLEŞTİRME heyecanı içinde, AK PARTİ'Yİ BÖLME RÜYASINI
SÜRDÜRÜYOR. Ancak bu sinsi planlar, Türkiye'nin büyük yürüyüşünü engelleyemeyecek...