Dünyanın Coronavirüs sonrasında hem siyasi hem de ekonomik olarak yeni bir hal alacağı konusunda kimsenin şüphesi yok. Şu anda dünyayı sarsmaya başlayan Coronavirüs sonrası uluslar arası sistemin güç yapısı değişecek, bunun küresel ölçekte hem siyasi hem de ekonomik sonuçları olacak.
Covid-19 sonrası, liberal ekonomik pozisyonların dağılması, devlet müdahalelerinin ağırlık kazanması, otoriter ve milliyetçi eğilimlerin güçlenmesi, GÜVENLİK-ÖZGÜRLÜK DENGESİNİN bozulması, demokratik hakların tehlikeye girmesi söz konusu olacağa benziyor.
Vatandaşlar ve şirketler kendi devletlerinden koruma beklerken, devletler de kendi kırılganlıklarını azaltmak için yeni arayışlar içerisine girecek bir süreç başlamış görünüyor.. Sınırların kapatılması, ülkelerin daha korumacı politikalar izlemesi söz konusu olacak.
Daha kapalı bir dünya ile karşılaşma ihtimalimiz hiç de az değil. Şimdiden hükümetler krizi kontrol altına almak için olağanüstü tedbirler uygulamaya başladı. Vatandaşlarının tüm hareketlerini yakından izlemenin yolları DA gündemde.
İşte bu noktada, DİJİTAL DÜNYA DÜZENİ büyük bir tehlike olarak karşımıza çıkacak.
DİGİTAL DÜNYA DÜZENİ uydular üzerinden yürütüleceği için, DEV KULAK-BÜYÜK PATRON(BIG BOSS)dolaylı biçimde DÜNYAYI ARTIK BİR KÖY GIBI idare etme şansını yakalayacak.
DIGITAL SiSTEMLERE HAKİM OLAN ÜLKE GELECEK DÜNYASINI YÖNLENDİRME FIRSATINI ELE GEÇİRECEK.
Küresel köy, Kanadalı yazar Marshall McLuhan'la birlikte anılan bir kavram.
McLuhan'ın, "ortam mesajdır" önermesi ve "küresel köy" kavramsallaştırması medya ve iletişim alanında önemli tartışmalara neden oldu. 1969 yılında icat edilmeden yaklaşık 30 yıl önce interneti tahmin etmesi ve günümüze ışık tutan öngörülerde bulunması onu oldukça önemli bir isim haline getirmişti.
McLuhan, özellikle elektronik iletişimin yaygınlaşmasıyla birlikte, dünyanın küçük bir topluluk gibi olacağına inanmıştı.
Örneğin, dünyanın pek çok farklı yerindeki insanlar, televizyon programları yoluyla aynı haber ve olayları izlemektedir.
Gelişen teknoloji ve sınırların kalkması ile hepimiz aynı yemeği yiyen , aynı espriye gülen , aynı kültüre sahip bir köylü olacağız' diyordu.
CORONA SONRASI DIGITAL DÜNYA TAM HIZLA KURULACAK. DIGITAL DÜNYA-DÜNYANIN BİR KÖY OLMASI VE MİLLİ DEVLETLER tartışmaları yoğunluk kazanacak. Başkan Tayyip Erdoğan'ın üçüncü dünya-küresel salgın öncesinde, büyük bir isabetle ifade ettiği "Yerli ve Milli Olmak!" hususundaki vurgusu DIGITAL DÜNYA GERÇEĞİ KARŞISINDA ayrı bir önem kazanmış bulunuyor. YERLİ OLMAK, tarihimizi, kültürümüzü, inancımızı, irfanımızı, değerlerimizi bilmek, yaşamak ve korumaktı. Kendi olmak, kendini bilmek, kendi kalmaktır İçinde doğup büyüdüğü halka, topluma, millete ve onun değerlerine sahip çıkmaktır.
Yerlilik, yalnızca kendi toprağına, vatanına sımsıkı sarılmakta değildir sadece, dünyayı idare edecek GÜÇLERİ DİKKATLE TAKİP ETMEK, HER TÜRLÜ DERİN OYUNLARA HAZIRLIKLI OLMAKTIR. MİLLİ OLMAK, hayatın merkezine kendisini koyarak geçmişini ve geleceğini (nesillerini) düşünmek ve onlar için çaba göstermektir. Türkiye'nin tıpkı ulu çınarlar gibi, güçlü kökleri ve geçmişiyle ayakta durması, geçmişin tarihi derinliğini ve genişliğini vatandaşlarına aşılaması, olmazsa olmaz bir durumdur.
SONUÇ
DÜNYAYI KÖY OLARAK KURGULAMAKTA OLAN VE DÜNYAYI UYDULAR ÜZERİNDEN YÖNETECEK GÜÇLERE KARŞI, insanlarımızı "ferdî benlik" duygusundan korumak, "millî kimlik" basamağında tutmak bir zorunluluktur.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın, çok önce gündeme soktuğu YERLİ VE MİLLİ TÜRKİYE DÜŞÜNCESİ BİR BEKA MESELESİ OLARAK YOL HARİTAMIZ OLACAKTIR.
