BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 10 Ocak 2021

Erdoğan faktörü

BAŞKAN Erdoğan'ın, 2021 yılı İslam İşbirliği Teşkilatı zirve toplantısına katılmak üzere Suudi Arabistan'a gitmesi, Müslüman ülkeler liderleriyle, İslam Dünyası meselelerini baş başa görüşmeyi düşünmesi çok önemli. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 50 yıl önce 25 Eylül 1969 tarihinde İslam Konferansı Örgütü adıyla kuruldu. Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 yıl İİT'nin dönem başkanlığını yaptı (2016-2019)... Sonra da dönem Başkanlığını Suudi Arabistan Kralı'na devretti. İslam İşbirliği Teşkilatı, 57 üyesi ile Birleşmiş Milletler'den sonra en büyük uluslararası örgüt olarak kabul ediliyor.
Bosna Hersek, Orta Afrika, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Tayland ve Rusya'dan oluşan beş gözlemci üyesi bulunuyor.
Teşkilat kendisini, "İslam dünyasının toplu sesi" olarak tanımlıyor. Kurulma gayelerinden birisi de "Müslümanların ortak müşterekte toplanması ve onurlarının korunması" olarak kabul ediliyor. Başkanımız Erdoğan'ın zirve dönem başkanı olduğu süreç içinde, Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı zirve toplantısı (2019) çok önemli konuşmalara sahne olmuştu. Ulusal Malezya Üniversitesi Etnik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Prof. Kartini, "İslam medeniyetinin dirilmesi Türkiye'ye ve Başkan Tayyip Erdoğan'a bağlı" diyerek konuşmasına başlamış, etkili vurgulamalar yaparak şunları söylemişti: İslam medeniyetini diriltme yönündeki her türlü teşebbüs, geçmişte Osmanlı İmparatorluğu örneğinde gördüğümüz üzere Türkiye'ye bağlıdır. Çok sayıda uzman, Türkiye'nin Orta Doğu'da barışı getirebilecek büyüyen güç olduğuna inanıyor ve bu yüzden Batı ülkeleri, Türkiye'nin istikrarlı büyümesinden endişe duyuyor."

Bu toplantının 2020 yılının kara belası olan pandemi öncesi yapılmış olmasının, pandemi sonrasında YENİ DÜNYA DÜZENİ'nin kurulmakta oluşunun konuşulması da çok önemlidir. Bilindiği gibi, Dünya düzenleri, tarih boyunca, büyük savaşlardan sonra kurulan yeni jeopolitik dengelerle oluşturuldu. 1945 yılında sona eren İkinci Dünya Savaşı sonrası, ABD'nin kurumları ile birlikte kurduğu, liberal ekonomiyi esas alan dünya düzeni çökerken, hazırlanan Coronavirüs, bütün dünyayı etkisi altına aldı ve deprem etkisi yaptı. ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurduğu uluslararası düzen sona mı erdi? Yoksa, bu düzen onarılarak sürdürülebilir mi? Yoksa, yeni bir dünya düzeni mi kurulacak? Bu düzeni kim kuracak?
Yeni dünyayı küreselciler mi? Millî güçler mi kuracak? Neo-liberal ekonomik düzen sona mı erdi? Üretim merkezleri ve tedarik zinciri değişecek mi? Milliyetçiliğin ve ulus devletlerin önemi artacak mı? Sınırlar daha güçlü mü korunacak? AB dağılacak mı? Atlantik yapısı gücünü koruyacak mı?
ABD, Doların küresel para birimi olma yeteneğini kaybedecek yerine SANAL PARA-BITCOIN gelecek mi? Çin, yükselmesini sürdürecek, jeopolitik etki alanını genişletmeye devam edecek mi?

İşte bu noktada İSLAM MEDENİYETİ'nin yeniden dirilişi çok hayati bir önem arz ediyor. ABD, ARTIK DÜNYANIN TEK PATRONU DEĞİL. Avrupa da çökmekte, Çin-Rusya ekseni yükselmektedir.
Bu noktada, Yeni Dünya düzenini kurgulayan Batı'nın küreselcileri ne yapmaktadır?
ABD TEK BAŞINA YENİ
DÜNYA DÜZENİNİ İNŞA EDEMEZ.
Coronavirüs sonrası süreçte, Yeni Dünya Düzeni'nin şartlarını, ABD-Çin rekabeti ve ekonomik modeller arasındaki çatışmalar sürecekken, Başkan Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin, İslam Medeniyeti dirilişinde göstereceği gelişmeler, jeopolitik hamleler için büyük fırsat sürecini ortaya çıkarmaktadır. Başkan Erdoğan- Türkiye, ortaya çıkabilecek tehdit ve fırsatları değerlendirerek, jeopolitik konumunu tahkim ederek, iç cepheyi kuvvetli tutarak, ekonomik-finansal kırılganlıklarını elimine ederek ve güçlü bir milli orduya sahip olarak, YENİ DÜNYA KURULUŞUNDA AKTİF ROL OYNAYACAK.
O NEDENLE Erdoğan'ın BÜYÜK TÜRKİYE hayalinden endişe ediyorlar.
Kurdukları kirli düzenini artık çöktüğünü görüyorlar. ZAFER İNANANLARIN OLACAKTIR.