Sahnenin önündeki trafiğin dışında kesinlikle bir yerlerde, bizlerin bilmediği koordinatlarda, biraraya gelenler olmalıydı. Tansiyon çıktığı an bunun arkasındaki güçlerin masanın etrafına gelmesi kaçınılmazdı.
Gücünü gösterenler hedeftekilerden talep ederdi.
Böyle olmalıydı. Ama bilmiyordum. Baksam da göremiyordum.
Ancak tam da düşündüğüm gibi iki büyük güç bir araya geldi. PENTAGON ile ROTHSCHILDLER, New York'ta buluştu. Son yıların en önemli toplantısıydı. Gözlerden uzak ama derin mi derin, önemli mi önemli...
Fransa'da, Almanya'da, Macaristan'da, İsrail'de, Kanada'da olanları anlamak için bu toplantının detaylarını bilmek şart. Bildiğiniz anda nelerin yaşanacağı SIR olmaktan çıkar.
Bu kadar derin ve etkili bir masa yani...
Gelin toplantıya ve orada konuşulanlara seyahat edelim...
1 ARALIK... Çok önemli tarihti... O gün Opus Dei'nin New York'ta merkezi 243 Lexington Caddesi'ndeki kırmızı binasında özel bir toplantı vardı. Dünyanın geleceğini konuşmak için binaya Rothschild ailesinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en önemli iki üyesi ilk girişi yaptı.
Ardından karşılarındaki en büyük oyuncular belirdi. Onlar da binadan içeri süzüldü.
Gelenler Lockheed Martin Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Marillyn Hewson'un danışmanlarıydı! Çok önmeli isimler vardı aralarında!
Pentagon'dan biri emekli üç general de sekiz saat süren toplantının ana unsurlarıydı!
Çok şey konuşuldu!
Toplantıda ailenin talepleri Marillyn Hewson'un danışmanları tarafından olumlu karşılanmadı.
Ancak ilginç şekilde aile o toplantıya ortak bir karar almak yerine taleplerinin kabul edilmesi şartıyla katılmış gibiydi.
Ailenin elbette çok güçlü olduğu, Lockheed Martin ve PENTAGON tarafından kabul ediliyordu. Tabii bu durum Rothschild'in taleplerinin tümünün kabul edileceği anlamına gelmiyordu. Aile enerji ve paranın eskiden olduğu gibi kendileri tarafından yönetilmesini istiyordu.
DANANIN KUYRUĞU BURADA KOPTU!
AİLE enerji ve paradan pay vermek istemiyordu. Bunu da rahat ifadelerle söylüyordu. Bu aslında SİLAH LOBİSİNİN gerekenden daha az PAY ALMASI anlamına geliyordu.
Tam bu noktada Marillyn Hewson'un danışmanı, "Eğer bu teklifi kabul edecek olsaydık, bugüne kadar olan itirazlarımızın bir nedeni olmazdı. Biz bu düzenin artık dünyada sıkıntıya yol açacağına inandığımız için finans alanında da enerji sektöründe de ortaklık istiyoruz. Bugün New York'ta olmamızın nedeni de bu" dedi. Doğru zamanda doğru hamleydi bu!
AİLE karşı taraftaki kararlılığı görmüştü.
Rothschild ailesi ortaklık olarak kabul edilemeyecek bir durum yaşandığını ancak yüzde 20 ortaklığa açık olabileceklerini söyledi. Bu konuşmalar saatlerce sürdü.
Sonuç; iki taraf anlaşamadı.
10 Ocak tarihinde bir toplantının daha yapılacağı düşünülüyor. Bu kez toplantı yeri CIA merkezine yakın bir malikane olacak. Bu toplantıda da sonuç çıkmadığı takdirde dünya yeni bir düzensizlik dönemine girecek, ki bu da büyük riskler taşıyor.
Lockheed Martin, Rothschild ailesinin giremediği tek şirket olarak bilinir. Çünkü kararlar hep Katolik aklı ile alınır ve uygulanır.
Rothschild ailesinin Katolik dünyası üzerindeki etkisi düşünüldüğünde, Lockheed Martin'e sızamamaları da son derece ilginç.
Katolik dünyasının Vatikan'dan yönetildiği de bir rüyadır aslında. Katolik dünyası için en önemli isim olan Papa, Lockheed Martin tarafından seçilir. Çok kişi bilmez ama...
Aile de KATOLİK dünyasında çok etkilidir.
Opus Dei üzerinden...
Toplantı sonrası öne çıkan ana madde ALMANYA oldu.
Pentagon Merkel'e görevi bıraktırdı. Ancak yerine gelen ismin yükü de ağır...
Çünkü Lockheed Martin'in yeni hedefi Almanya...
Angela Merkel'in yerine Almanya Hristiyan Demokrat Birlik Partisinin (CDU) yeni Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer'in seçilmesi Pentagon için önemliydi.
İlk barajı geçtiler. Eğer Almanya, Merkel döneminde olduğu gibi aileyle adım atmak isterse sonuçları çok ağır olacak.
Çünkü Merkel'in gidişinin arkasındaki neden, Rothschild ailesiyle yakın çalışmasıydı.
Pentagon'un Almanya için atacağı birçok adım Merkel tarafından engellenmişti.
Aralık 2016'da Merkel'in, Pentagon ve NATO'nun Almanya'da yeni bölgeler talebi için bir anlaşmaya imza atmasını gerekiyordu.
Bu imzayı atmadığı için Berlin'de NOEL pazarına TIR'la giren bir saldırgan 17 kişinin ölümüne 80'e yakın kişinin de yaralanmasına neden oluyordu. Saldırıdan birkaç gün sonra MERKEL istenen imzayı atmıştı. Mesajı almıştı yani!
Pentagon veya NATO...
Bunlar tek merkez tarafından yönetiliyor. Yani Lockheed Martin tarafından yönetiliyor.
Almanya bunu öğrendi.
Berlin'deki saldırıyla bu çok ciddi şekilde öğretildi.
Almanya ve Annegret Kramp-Karrenbauer'in adımları eskisi gibi olursa B planı devreye girecek.
O da Almanya'nın bölünmesi. Bu plan ciddi şekilde Amerika Birleşik Devletleri'nde düşünülüyor.
İlk adımda bunun çok zor gibi olduğu düşünülse de Sovyetler Birliği'nin de dağılması öyle görülüyordu.
Almanya'nın bölünmesi Pentagon'un Avrupa'yı daha kolay şekillendirmesine neden olacak.
Lockheed Martin'de bu analize onay veren çok kişi var!
Çünkü Fransa da biliyor ki, bölünen bir Almanya asla mutlu olmayacak bir Fransa'nın önünü açacak. Her siyahi göçmen, ülkeyi ateşe vermek için sırada bekliyor olacak.
Pentagon da o siyahi gençleri kullanma konusunda hep başarılı oldu.
Zaten SOROS ve arkasındaki gücün ilk oyun planında gençler var...
Bakın AİLEYE AİT OLAN THE ECONOMIST ÜÇÜNCÜ KAPAĞINI YAPTI.
Yine karanlık.
Yine mesaj dolu.
İŞ'ler iyiye gitmiyor.
Anlaşma olmazsa, 10 Ocakta eller kenetlenmezse ortalık fena karışacak.
Hem de fena!
