Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 14 Mayıs 2019

Dalgalanma

İFTARDA, sahurda karşılaştığımız dostlarımız İÇ SİYASETİ çok ama çok merak etmekte.
"Yenilenecek İstanbul seçimleri ne olur" sorusu ilk sırada!
Bu soruyu "Ekonomi ne olur, döviz nereye kadar yükselir" soruları takip etmekte...
Başka sorular da yok değil...
Bütün bunlara cevap vermek için TÜRKİYE'nin konumunu ve gücünü iyi bilmek şart.
Bunu yaparken de kadrajı açıp bakmak durumundayız...
1700'lü yıllarda Çin küresel ekonominin yüzde 35'ini oluşturuyordu.
2030'da da bu rakam yüzde 35'i bulacak. Dünyada tüketilen her 100 ürünün 35'i Çin'de üretilmiş olacak.
Bu da Çin'i tek süper güç haline getirecek.
Bu bilinmeyen bir şey değil...
Çin, 10 yıldır birçok ülkenin önemli şirketlerini satın aldı.
Birçok önemli şirketle de ortaklık yaptı. Telekom devi Huawei ile her ülkeye girmeyi başardı. Amerika Birleşik Devletleri, Yeni İpek Yolu ile çökeceğini biliyor.
Üreten toplum Çin, tüketen ABD! Ancak ABD; tükettiği ürünler için parayı nereden bulacak?
Körfez sermayesi elbette önemli bir kaynak. Ancak bu ne kadar sürer?
Yeni Dünya Düzeni için son kez petrol önemli.
O nedenle Ortadoğu, Afrika, Akdeniz ve elbette Venezuela, ABD için artık olmazsa olmaz...
Maduro'ya karşı operasyon başlatılmadan önce Washington, Caracas'a özel bir isim gönderdi.
Bu kişi, Venezuela petrollerinin tamamının ABD yörüngesinde olmasını istedi.
Eğer Maduro bu teklifi kabul etseydi, bugün mutlu-huzurlu bir şekilde görevini yapıyor olurdu. "Hayır" dedi çatışma başladı...
Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'ni çok zor durumda bırakan isim olan Venezuela'nın eski Ulusal İstihbarat Servisi Başkanı General Cristopher Figuera, Maduro'ya karşı olduğunu açıkladı.
Şimdi ABD, Çin'in tek güç olmasını engellemek için petrol üzerinden operasyon yapacak.
Çin'in en fazla petrol ithal ettiği ülkeler Suudi Arabistan, Irak, İran, Umman, Rusya, Angola, Libya, Venezuela ve Brezilya...
Suudi Arabistan, Amerikan kontrolünde gibi. Irak, Umman ve Angola da öyle.
Bu nedenle İran ve Rusya'yı köşeye sıkıştıran bir Washington görüyoruz.
Brezilya'da ise Başkan Dilma Rousseff'in başına gelmeyen kalmadı.
Venezuela ve Libya'da yaşananlar da ortada.
Eğer Çin, petrolden uzak kalırsa ülkede çok büyük bir iç savaş başlar.
Ülkede milyonlar, milyonları katleder.
Çin de bu durumun farkında ve adımlarını tam savaş mantığıyla atmıyor. Çin'in büyük hayali İpek Yolu ile Akdeniz'deki petrol.
Ancak Amerika Birleşik Devletleri de bunun farkında.
Bunu engellemek için dünyanın en gizli köşelerinde bile Washington-Pekin savaşı var.
Çin'in artık geri vites yapma lüksü kalmadı.
Çünkü eğer geri adım atarsa, bir daha asla büyük güç olamaz. 500 yıl sonra bile...
ABD'nin Huawei karşıtlığını da aynı gözle görmeliyiz.
Apple'ın diğer rakibi Samsung'a karşı alan daraltma adımları atan ABD; asla Güney Kore'yi casuslukla suçlamadı.
Çünkü Güney Kore'deki asıl güç hep Washington oldu.
Huawei, Güney Kore'nin bir şirketi olsaydı hiçbir sorun yaşamazdı.
Uzaklara gidelim...
ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, Çin'le birlikte yürümekten yanaydı.
Ancak ne olduysa bir anda değişti ve Çin karşıtı haline geldi. Ticaret operasyonlarının tamamı Wilbur Ross üzerinden yürümeye başladı. Bu çok önemli. Çünkü Ross, AİLENİN yani ROTHSCHILDLER'in en güvendiği isimlerin başında gelirdi!
Trump'ı düştüğü zaman tutup kaldıran isimdi!
Başkan Trump'ı battığı halde çekip alan oydu!
ABD'de Çin'e karşı olan koalisyon genişlerken Çin, Akdeniz'de Huawei ve elektronik-telekom ekipmanı üreticisi ZTE Corp. için özel bir üs hazırladı.
O nedenle Akdeniz'deki gerginlik daha da artacak.
Çünkü Huawei ve ZTE Akdeniz'de olursa ABD için çöküş başlamış olacak...
İKİ BÜYÜK GÜÇ ARASINDAKİ SAVAŞ BU!
ABD Pekin'in petrole ulaşmasını engellemek için sahada!
Geri adım atmayan Çin de...
NATO ile ABD ile karşı karşıya gelmiş Türkiye de AVRASYA kanadında! Yani ABD'nin karşısında.
Ve alttan alta Kissinger üzerinden Putin ile görüşen bir ABD var...
Pompeo da gidiyor şimdi...
ABD, Çin'i durdurmak için PETROL üreten ülkelere baskı kurdu, kuruyor.
Rusya ile ANLAŞMA yolunu seçiyor gibi.
Bu iklimde Türkiye AVRASYA'daki konumunu değiştirse de değiştirmese de yeni oluşumlar çıkacaktır...
15 Temmuz'dan sonra Moskova ile doğan yakınlık haliyle ABD-NATO-BATI ittifakına mesafe koymayı getirdi.
Ankara haklı olarak yeni bir kutupla, yani Moskova ile bütünleşmenin yollarını aradı.
Bilmemiz gereken şu: ABD de ÇİN de kendisi ile doğrudan çalışacak organizasyon ister.
YANİ birlikte yürüyeceği partiler ile dünya üzerinde karşı karşıya gelmek istemez... Şu an için konuşulmasa da AK PARTİ içinde AVRASYA kartına itiraz edenler olduğu gibi CHP içinde de NATO-ABD ittifakına sert çıkanlar var! MHP zaten net!
Siyasetin geldiği nokta bu! İstanbul seçimlerinden sonra mı olur önce mi olur bilemem ama kesinlikle siyaseten yeni adımlar atılacaktır...
Bir uçtan Çin diğer uçtan ABD asılmakta...
Her iki güç de burada sağlam ittifak aramakta!
ABD-Çin arasındaki sürtüşme artarsa iç siyasetteki dalgalanma da artar!
NET!
Başa dönelim.
Yeni isimler, yeni oluşumlar gelecekse bu yolu para açacaktır.