Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 12 Ocak 2021

Dijital darbe

DÜNYA Sovyetler'in YIKILDIĞI 1990'LARDAN SONRA tek kutuplu HALE GELDİ. Ve ABD o süreçte çok ama çok öne çıktı. Dijitalden sinemaya, uzay çalışmalarından patent başvurularına kadar... Ancak ABD'nin bitmeyen ve bitmeyecek olan ÖTEKİ arayışı da vardı. Dün bu SOVYETLER'di! Peki yarın kim olacaktı? Herkes olaylara "ÇİN geliyor ABD bitiyor" gözlüğünden bakıyordu... Demokrasiyi, insan haklarını, teknolojiyi temsil ettiğini iddia eden ABD bir yanda, kapalı kapılar arkasında yaşayan bir devlet görüntüsü veren, adalet ve hukukun sıkıntılı olduğu öne sürülen SOVYETLER diğer yanda... KAPİTALİZM ile KOMÜNİZM şeklinde de özetlenebilecek bir DENGE vardı. Bugün ise karşımıza yine ABD çıkmakta... Diğer tarafta ise ÇİN...

Peki Çin'in Sovyetler'den daha doğrusu BATI'nın taşıdığını iddia ettiği değerlerden uzağa düştüğünü görmek zor mu? Kapalı bir rejim olduğunu, demokrasi konusunda sıkıntıların yaşandığını söylemek zor mu? Sanırım değil... İKİZ KULE saldırılarıyla başlayan süreçte ABD ÖTEKİ olarak ÇİN'i hedef aldı, büyüttü. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra masaya çağırdığı Çin'e yol verdi... Japonya'ya yaptığını biraz daha farklı yaptı. Teknolojiyi, bilgiyi, teknik alt yapıyı vermedi! SIZDIRDI, adına da hırsızlık dedi... Ve şimdi bütün dünya oynanan bu oyunu izlemekte. Elbette ben de başkaları da yazıyoruz. Arada SAVAŞI, mücadeleyi körükleyen simge isimler, olaylar var. Olacak da... Ancak gerçekte SAVAŞ var mı? Varsa boyutu ne? Bileni görmedim!

Gelelim KONGRE BASKININA... Cumartesi burada TRUMP'ın Kremlin ile oradan başlayan AĞ ile ilişkilerini aktardım. Bilinmeyen bir şey yoktu. Burada ilgi fazla değildi sadece. O gün yazdıklarım işin bir boyutuydu. Yani madalyonun bir yüzü. Bugün de gelin diğer yüzüne bakalım... Trump'ın sabah miting yapması, ardından KONGRE'nin basılması haliyle dünyada manşet oldu. Olağanüstü bir gelişmeydi. Can kayıpları vardı. Tepkiler çığ gibi büyüdü. Tansiyon aldı başını gitti.

Çok önemli bir isim olan Harvard'lı Prof. Joseph Nye durumu tatlı tatlı özetliyordu... "Ülkemizin ciddi sorunları var ama geçmişte bizi kurtaran direnç ve reform kapasitesi de var. Hala diri... 1960'larda şehirlerimiz ırkçı protestolar yüzünden yanıyordu. Alev alevdi. Vietnam Savaşı protestolarına saplandık. Üniversitelerde ve hükümet binalarında bombalar patladı. Ulusal Muhafızlar şehirlerde öğrencileri öldürdü. Martin Luther King ve Kennedy suikastlarına tanık olduk ve alevler George Wallace gibi demagoglar tarafından körüklendi. Yine de on yıl içinde bir dizi reform Kongre'den geçti ve Gerald Ford'un dürüstlüğü, Jimmy Carter'ın insan hakları politikaları ve Ronald Reagan'ın iyimserliği çekiciliğimizi geri kazanmamıza yardımcı oldu. İçerideki sorunlara rağmen Amerika'nın çekim gücü vardı. Sivil toplum, özeleştiri ve reform kapasitemiz öndeydi... Bu da ABD'nin YUMUŞAK ancak BÜYÜK GÜCÜYDÜ... Kültürümüz diğer ülkeler için çekiciydi. İnsan hakları ve demokrasi sözümüz vardı. Ve meşru zeminlerde gücü gösterme kabiliyeti ABD'yi ABD yapıyordu...

Pek çok yumuşak güç kaynağı hükümetten ayrıdır ve yanlış politikalara rağmen başkalarını ülkemize çeker. Bağımsız kadınlar, protesto eden azınlıklar, Hollywood, özgür basın, vakıfların yardım çalışmaları, Amerikan üniversitelerindeki araştırma özgürlüğü... Ve kiliseler... Barışçıl protestolar aslında yumuşak güç üretir. Elbette, Kongre Binası'ndaki kalabalık barışçıl olmaktan uzaktı. Trump'ın siyasi kutuplaşmayı şiddetlendirmesinin rahatsız edici bir tarafı vardı. Ama bu bir darbe değildi. Aksine, merkez tutuldu, kurumlar çalıştı ve Joe Biden'ın seçilmesinin sertifikasyonu devam etti."

Yani Prof. Joseph NYE "Elbette Kongre baskını kötüydü. Onaylanamaz. Ancak Biden'ın BAŞKAN olmasının da resmen önünü açtı. Muhalif tavır biçildi" demekte... Kongre baskınını RENKLİ DEVRİMLERE benzetenler de çok. Abartılı gelse de böyle yorumlar var... Ancak MADALYONUN tersi dediğim nokta önemliydi... Kongre baskını ile ŞİDDET görüntüleri servis edildi. Oysa Trump toplantıyı yöneten yardımcısı Pence ve diğer CUMHURİYETÇİLER üzerinden etkili bir yol bulabilirdi. Direnç gösterebilirdi! Ancak KONGRE baskını CUMHURİYETÇİLER'in bile saf değiştirmesine neden oldu. AYAKLANMA görüntüleri en çok TRUMP'ı zor durumda bıraktı. Olaylardan kazanamayan tek kişi O'ydu! Biden'ın BAŞKANLIĞI hemen tescillendi. Trump'ın azledilmesi, görevden el çektirilmesi ise ışık hızıyla gündeme geldi. Twitter'dan Youtube'a kadar bütün odaklar Trump'ı sildi. Toplu halde bir saldırı, bir katliam vardı. Kaybeden de TRUMP'tı! Ve bir daha aday olmasının önü de kesiliyordu.

Önemli soru şuydu!
"Kongre Binası'ndaki kaostan" gerçekte kim yararlandı? Bu kişi kesinlikle Donald Trump değildi. BASKINI değerlendirmek için sonuçları itibariyle biraz geri gitmekte fayda var!

REICHSTAG!
Yani ALMANYA PARLAMENTOSU... 27 Şubat 1933 gecesi yakıldı. Hitler, azınlık hükümetindeydi. 5 Mart 1933 tarihinde genel seçim vardı ve Hitler tek başına iktidar olmak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Yangın, Hitler'e sadece tek başına iktidar değil sonsuz da bir güç verdi. Berlin yanıyor, sadece Hollandalı 24 yaşındaki inşaat işçisi Marinus van der Lubbe yakalanıyordu. Oysa Berlin'i bilmeyen Lubbe'yi oraya davet eden mektup POLİSTEN gidiyordu. O da davete icabet ediyordu. Yangın sonrası HİTLER sahne aldı. Ekibiyle yangının külleri üzerinde miting yaptı. Ve düzenini kurdu... Halk yığınları gerçeği öğrendiğinde tarih yazılmaya başlanmıştı...

Trump'ı eleştirecek çok yön olsa da gazeteci olarak doğru soruları sormak zorundayız. Baskın sonucunda Trump TEK KAYBEDENDİ... Biden'ı isteyen büyük güç oyun kuruyordu. Ve tıkır tıkır da işliyordu bu kurgu! Bilerek ya da bilmeyerek çok kişi şimdi dünyanın geldiği yeri DİJİTAL DİKTATÖRLÜK olarak tanımlamakta... Doğru ancak şimdi mi? Geç kalınmadı mı?

Trump ya da arkasındaki güç bir hamle yapamazsa dünya hiç ummadığımız kadar hızla son şeklini alacak... Herkes gibi bizler de YANGIN öncesi değil külleri üzerinden konuşacağız... Bakalım KONGRE BASKINI, REICHSTAG YANGINI ETKİSİ MEYDANA GETİRECEK Mİ? DİJİTAL DİKTATÖRLÜK KURULACAK MI? SONUÇLARI GÖRÜP DEĞERLENDİRİRİZ... Ancak BÜYÜK OYUN SAHNEDE... Net olan bu... İzleyelim.