Erkan Tan

ERKAN TAN

Tarihi 5 Ekim 2021

ABD, ülkücülere değil Türkiye’ye saldırdı...

ABD, Avrupa Birliği ve İsrail'in öncülük ettiği, HAÇLI SAVAŞI yapılıyor.
Aslında yerler, olaylar, durumlar ve taraflar, tarihte yaşananlarla hep aynı...
İslâm dünyasını kuşatıp; yağmalamaya, paylaşmaya çalışıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli birlikteliği ile büyük bir mücadele içindedir. Bir kez daha, Amerika Birleşik Devletlerinin, bir müttefik değil; azılı bir düşman olduğunu gördük. Ülkücüler hakkında, Temsilciler Meclisi'nde söz konusu tasarıyı kabul etmek; Türkiye Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerine dehşet verici bir suikasttır. Bu yapılanlar sadece Milliyetçi-Ülkücü Hareket mensuplarına ve sevenlerine değil; bütün bir Türkiye Cumhuriyeti varandaşlarına hakarettir. Türk-İslam medeniyetine yeni bir saldırıdır. Gerçek teröristlerin sahipleri, Türk Milliyetçilerine/ Ülkücülere iğrenç bir savaş açıyorlar. PKK/ YPG/PYD teröristlerini Amerika Birleşik Devletleri ordusunun bir parçası yapanlar, FETÖ mensuplarını ve kahpe elebaşını üzerimize salıp koynunda saklayanlar, Ülkü Ocakları'na saldırarak, aziz ve asil Türk milletini hedeflemiş olmuyorlar mı…?

SEÇİLMİŞLİK SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ MÜ…?
HDP, aziz milletimizin kendisine verdiği şansı, imkanı tercih etmeyip milletimizin vekilliğini değil, teröristlerin vekili olmayı tercih etmiştir... Şimdi Kocaeli Valisi olarak görev yapan Seddar YAVUZ'un, daha evvel kayyum atamaları hakkında yaptığı, adeta ders niteliğindeki açıklamalarını, HDP ile ilgili tartışmalar nedeni ile bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyorum:
"Seçilmişlik, demokratik rejimlerde mutlak ve dokunulmaz değildir. Evrensel hukuk kurallarını hiçe sayan, anayasal düzeni ortadan kaldırıp ülkeyi bölmek isteyen hiç kimse, seçilmişlik zırhından faydalanamaz. Seçilmişlerin sandıkta hesap vereceği anlayışı, suç işleme özgürlüğüne dönüştürülmez. Seçilmişlik, mutlak ve kutsal değildir. Kutsallığı kabul edildiğinde de demokrasiden ve hukuk devletinden bahsedilemez…."

SİYASİ PARTİ TABELASI İLE SUÇ
HDP'ye hala meşru bir siyasi parti muamelesi yapılmalı mıdır...? HDP, aziz milletimizin kendisine verdiği temsil hakkına ve görevine ihanet etmiştir. Aziz ve asil milletimizin değil; teröristlerin ve terör örgütünün temsilciliğini yapmıştır. "PKK'nın birçok partisi daha önce de kapatıldı, parti kapatmak çözüm değil" diyorlar… Bu düşünceyi ifade edenlerin bazıları samimi olabilirler ancak büyük çoğunluğu, HDP'ye yardım etmek ve onları kurtarmak için böyle konuşuyorlar.
HDP'nin kendisi zaten bölücü terör örgütü PKK/PYD/YPG ile bir ve beraber olduğunu alenen ifade ediyor. Yargı, açıkça suç işleyenlere, kapısında siyasi parti tabelası var diye ceza vermesin mi…?
Dün TÜRKGÜN Gazetesi başyazarı Yıldıray ÇİÇEK bu konuyu çok güzel bir şekilde gündeme getirmiş. Diyor ki Yıldıray ÇİÇEK: "Hırsızlık yaptı ceza aldı da ne oldu, cinayet işledi ceza aldı da ne oldu, adam yaraladı ceza aldı da ne oldu? şeklinde uzatacağımız örneklerle ülkeyi suç işleyenlere teslim mi edelim…."

İSTANBUL'DA BELEDİYE BAŞKANI VAR MI?
Daha önce de bu satırları burada yazdım, aynen tekrar ediyorum. Çünkü durum hiç değişmedi. İstanbul'da CHP'li Başkan; CHP, HDP, İyi Parti, Saadet Partisi, PKK, DHKP/C kadroları arasındaki çekişme ve itiş kakış nedeni ile, hala İBB ve bağlı kurumlarda, uyumlu bir idare kadrosu oluşturamamıştır. İBB idarecileri ile, ilçe belediye yönetimleri arasında eş güdüm oluşmamıştır.
Çünkü; İBB'de ortada idareci yok.
Hala kimin eli kimin cebinde belli değil...