Tarihi 27 Nisan 2012

1 dakikalık saygı

Suriye'deki çatışmalara bakıyorum.
Bir insanı öldürmek için bir kurşun yetiyor.
Sallanan koltuktaki diktatör ve emrindeki askerler binlerce insanı öldürmek adına, bombaları da fırlatıyor.
***

Buna karşılık, yaralanan insanları kurtarmak için, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş sağlık görevlilerini düşünüyorum.
Eminim ki, hayatlarında karıncayı bile incitmemişlerdir.
Yıkılan binaların altına girmeye çalışırken, o bombaları fırlatan puştlar için, bir karınca kadar değerleri olmadığını biliyorlar.
Yaralıların gözü toprağa bakarken, o görevliler yaralılara gözü gibi bakıyor.
Kanlar içindeki insanların yazgısına mürekkep olmak gibi.
***

Bazen bir dokunuştur hayat. Gözlerinin feri sönmüş insanlara ışık vermektir.
Onlar ölümü dansa kaldırır.
Çıkmadık candan ümit kesmemek için, çeşitli nedenleri vardır.
Cennet naklen yayınlar hizmetlerini.
Kanları ve damarları arasındaki "insanlık sadakati", Allah'ın onlara bahşettiği en değerli hazinedir.
Bir canı kurtarmak uğruna, kendi canlarını bile hiçe sayarlar.
Yüreğe el basarak yaşamak gibi.
***

Barışın savunulmadığı, vicdanların petrole bulaştığı bir dünyada, toplu ölümler bile sıradanlaştı.
Çünkü yaşamanın da, öldürmenin de siyaseti üretildi.
İnsanlıktan çıkmanın bütün halleri mevcutken, duyarsız olmanın politikası da hayata geçirildi. "Bana ne!"
***

Onlar, "Bana ne" diyen insanların yerine sorumluluk alan Allah'ın işçileri.
Onlar dünyanın her yerindeki en kutsal azınlıklar.
Saygıyı hiç kimse onlar kadar hak etmiyor.
O yüzden bugün bir dakikanızı onlara ayırın. Bu saygıya!