Tarihi 19 Şubat 2019

Gezinti

Hafta sonunda İstanbul'u dolaştım.
Okunmuş kitapların sararmış sayfalarında kalmış güzelliklerimize baktım da bencillik ve saygısızlık insanlığın yeni üniforması olmuş.
Önce Bakırköy'e çıktım.
Sadece otomobillerde değil, yürüyen insanlarda bile bir sollama telaşı.
İnsanların acelesi çoktu da gözünün aynasında umut azdı.
Açıkta balıkçı tezgahları vardı, fiyatlara baktım "Paris daha ucuz" dedim.
Duvarlardaki afişlerde yine Bülent Kerimoğlu Belediye başkanı olmakla popüler olmak arasında sıkışmış biri için hizmetin özne olması mümkün değildi.
Çünkü o hizmetin zerresini görmedik.
O yüzden Kemal Kılıçdaroğlu'nun ikinci dönem Bakırköy'e verdiği cezanın adıydı Bülent Kerimoğlu.
Koca CHP'de bu adamın yerine aday gösterilecek biri yoktu.
Nasılsa seçilecekti ya gerisinin de anlamı yoktu.
*****
Aksaray duman kokuyordu fuhuş kokuyordu.
Akşam saatlerinde siyahi kadınlarla erkek müşteriler arasında köprü kurulmuştu, üstelik alenen.
Kumkapı; küçük Nijerya olmuştu.
Aksaray "ortak pazar!" Çocukluğumun geçtiği sokaklara baktım da beni çağıran hiçbir şey kalmamıştı.
"Mikrobik bölge" koydum oraların adını. Yetkililer bu sahneleri nasıl seyrediyor!" notuyla birlikte.
*****
Taksim'e çıktım Beyoğlu'nda bir tur attım. Hızlı çekim yürüyüş kararındaydı insanlar.
Alınlarında "hızlı yaşa genç öl" mührü basılmış olanlar vardı, Rus ruleti oynuyorlardı oyuncak tabancayla.
Yıllarca köşe başlarında enstrüman çalan o sevimli insanların yerini, aralarına aldıkları Arap kadınlarına göbek attıran yabancı dümbelekçiler almıştı.
Karada balık gibiydi benim şarkıcılarım.
O kalabalık içinde ben de kayboldum!
*****
Etiler'de eski günlerin şatafatı kalmamıştı pek. Mekanların modası çabuk değişiyordu.
Arnavutköy'e indim. Bir bardak şalgam suyuna 100 liralık bedel biçenlerin kapıları tıklım tıklımdı.
Pahalı otomobillerin cakasıyla.
****
Bindiğim taksinin şoförü Dolapdere'yi anlattı, Sarıgöl'ü. "Hap ve uyuşturucu satışları sürüyor abi" dedi.
Bir komiser arkadaşım "Bağcılar'a dikkat et" demişti, onu hatırladım.
Şirinevler'de bir depodan her gün tekel bayilerine bile "sahte viski servisi" yapılıyordu.
Taksi şoförlerinin bildiğini yetkililerinin de bilmesi gerekmiyor muydu?
Eğer biliyorlarsa yapmaları gerekenleri niye yapmıyorlardı?
*****
İstanbul çocukluğumun masum şehri.
Şimdi her gün biraz daha değişiyor.
Düşündüm de, bizim bu şehirde geride bıraktıklarımız aslında hiç terk etmediklerimiz!
O yüzden hala o güzellikleri arıyoruz!

MELEKLER İÇİN
Ölmeden önce organlarını bağışlayan minik kız ninesinin koynuna sokuluyor yine.
"Beni baştan anlatır mısın nine?" diyor cennette.
Nine anlatıyor. "Sen doğduğunda da melektin öldüğünde de..."

MUTLULUK TAKVİMİ
Restoran yemeklerini askıya al.
Hapishaneye kitap gönder.
70'li yılların gazetelerini oku.

Çocuk çocuk bakar
Sevgiyle bana
Bir akşam sofrası
Senin gözlerin
Giyinir kuşanır
Gelirken bana
Bayram sabahıdır
Senin gözlerin
Yollara dökülen
Bir sevgi seli
Yanıp da tutuşan
Bir yangın yeri
Hep içinde saklar
Kelimeleri
Sisli bir akşamdır
Senin gözlerin

Hakkı YALÇIN