Tarihi 7 Temmuz 2020

Kim olursa!

Trabzonspor'un Galatasaray karşısındaki duruşuna baktım.
Ruhuyla bedeniyle sahada tüm varlığını hissettiren alıştığımız bir Trabzonspor izledim.
Alanya ve Ankaragücü karşısında askıya alınan direncin ve yaratıcılığın tüm hali sahadaydı.
İyi oynarken kazanmanın gelecek maçlar için referans olduğunu not düştüm.
Ardından fantastik goller sergisinde en çok görüntüsü bulunan Sorlöth'un attığı gole baktım.
"Dönen topları saldırı hamlesine dönüştürmekte ve sonucu belirlemekte bu kadar usta başka biri yok" dedim.
Maçın son dakikalarındaki yorgunluğunu gülümseyerek atan bir adamın attığı gole şapka çıkardım.
"Böyle oynarsınız sizinleyim" diyen şampiyonluğun notunu da yüksek sesle okudum.

***

Başakşehir'in Antalya karşısında futbol oynamadan kazanmasını hüner saydım.
Final sahnesinde iyi oynayıp kaybetmenin telafisi yok çünkü.
Başakşehir'in Galatasaray maçını kaybetmesine ramak kalmıştı da bu konuda öncelikle gittikçe ağırlaşan Demba ba'nın varlığını not etmiştim.
Aynı Demba ba'yı Antalya maçında da izledim.
Ayaklarını kaldırmakla indirmek arasında saniyeler geçen "ağır ve savurgan" bir adamın maçın kazanılmasında başrol oynamasını "talihli golcülükle" değerlendirdim.
O yüzden Sorlöth ve Demba ba'yı kefelere koyduğum zaman, şampiyonluğun Başakşehir'e gönderdiği mesajı da yüksek sesle okudum.
"Talihine güvenme!"

***

"Şampiyonluğun nesini seviyorsun?" diye sordum kendime.
Cevabını verdim, "alın terini!" Başakşehir ve Trabzonspor'u şampiyonluk yolunda gururla selamladım ve onları dik başlı yolculuklarında baş başa bıraktım.
Hangisi şampiyon olursa eserini alnından öpsün!
Bizim alkışlarımız bugünden hazır!