Tarihi 24 Eylül 2021

Cana saygı!

HALA emniyet şeritlerinin nasıl uygunsuz biçimde kullanıldığını görüyoruz.
Önündeki otomobili geçebilmek için attıkları havayla diğer sürücüleri tehlikeye atanları da görüyoruz.
Bu cesareti; alkollü kullandığı sükseli otomobiliyle polis memurunu öldürüp hala sokaklarda gezen züppelerin verdiğini biliyoruz.
Kötüyü örnek alanların bol olduğu bir memlekette, geçmişte yazdıklarımızı yeniden hatırlatmakla belki de sadece hırsımızı alıyoruz.

İşte bir trafik hikayesi.
Sürücü yavaşlamadan önce hızını kontrol etti, hız limitinin 50 olduğu yerde 80 kilometre hızla gidiyordu ve son 4 ay içinde üçüncü kez polis tarafından durduruluyordu.
"Yine kör talih" diye düşünürken, trafik polisi kendisine yaklaştı.
Otomobilinden inip dikkatli bakınca görevli polisin mahalleye yeni taşınan ve selamlaştığı biri olduğunu gördü utandı.
Bu durum kendisi için cezadan daha kötüydü çünkü.

"Merhaba" dedi polis memuru, "birbirimizi yeniden böyle görmemiz çok ilginç." Sürücü kendisini tanıyan bir görevliye daha yakın olmanın avantajını kullanmak için gülümsedi ama klasik savunmasını da hazırlamıştı.
"Son günlerde eve hep geç kaldım, çocuğumun yüzünü kaç gündür göremiyorum." "Evet anlıyorum" dedi polis memuru, "ama trafik kurallarını ihlal ettiğinizi de biliyorum."

Sürücü beklemediği bir tavır karşısında sinirlendi ve kapıyı sert biçimde kapatarak arabasına bindi.
Bir süre sessizlik oldu. "Neden ehliyet ve ruhsat istemiyor?" diye düşünürken polis memuru camı tıklattı ve asık bir yüzle camı aralayan sürücüye bir kağıt uzattı.
Sürücü "bu ceza değil" diye sevindi ancak kağıtta şunlar yazılıydı.
"Benim de 6 yaşında bir kızım vardı, süratli araba kullanan biri tarafından öldürüldü. O adam 3 ay ay hapis yattı ve kendi çocuklarını öpüp koklayabildi. Ama benim kızımı tekrar öpüp koklayabilmem için cennete gidinceye kadar beklemem gerekiyor. Lütfen benim için dua et ve dikkat et. Bir oğlum kaldı." Sürücü öylece kalakaldı birkaç dakika yerinden kıpırdayamadı.

Evine varınca çocuklarına ve karısına sıkıca sarıldı.
Hayatın çok değerli olduğunu ve o hayata saygı göstermesi gerektiğini daha iyi anlamış mıdır?
Onu gelecek zaman gösterecek.

Mutluluk Takvimi
Kullandığın maskeyi sokağa atma.
Lütfen demeyi alışkanlık edin.
Pozitif düşün.
Aşkı en güzel sen anlat.

Tek kişilik bir aşk var
Kırılmış aynalarda
Seni tanıyan nasıl
Sensiz kalabilir ki

Seven yürek gitse de
Gözü arkada kalır
Bir veda nasıl senden
Güzel olabilir ki

İhtimallerde yoksan
Bari aşkı hatırlat
Bu kalbi sevmek için
Taşıyoruz be hayat

Bizim neyimiz noksan
Ömrümüze ömür kat
Biz zaten ölmek için
Yaşıyoruz be hayat
Hakkı YALÇIN

Eski sokaklar kadar yaşlı olmalıydı çocuk parkları.

Yakışır
Bizlere çocukları korkulara alıştırmak değil, kendi çocukluğumuzun masallarını unutturmamak yakışır.
Büyüklük; büyüdükçe insanları kırmak değildir, çocukları dilimizdeki yalanlara alıştırmak hiç değil.
Onlara masumiyetin ve dürüstlüğün en değerli şey olduğunu öğretmek yakışır.
O yüzden onları televizyonlardan uzak tutmaya çalışalım.