İNSANLIĞIN en büyük güvensizliğidir kilit. Zamanın ne kadar kötüye gittiğinin göstergesi de kilitleri bile yetersiz sayan kapı alarmıdır.
Hırsızlık insanlık tarihinin en aşağılık damgalarından biriydi ama artık bir gurur. Ayıplanmıyor bile.
*****
İsmi bile konulmadan ölen bebeklerimiz var ama adının önünde "hırsız" damgasıyla yaşamayı maharet sayanlarımız var.
Hırsızları koruyan yasalarımız bile var, onların savunmasında "anahtar" cümleler mevcuttur.
*****
Gençliğimizde parası olmadığı için gelinlik mağazalarının camlarını indiren delikanlıları hatırlıyorum.
O görüntülerin film icabı bile olsa bir anlamı vardı ve bu eylemi hiçbir zaman yetimin öksüzün kanının emenlerle bir tutamam. Kapıların altından bir bidon su döküp, "evinizi su bastı" diyerek içeri girip evleri soyanlar var.
Bundan birkaç yıl önce boş bir eve giren üstelik hırsızlıktan sabıkalı iki kişi yakalanmıştı da savunma metinleri çok tanıdık gelmişti.
"Biz tuvalet ihtiyacımızı gidermek için eve girdik!" İkisi de serbest bırakıldı.
Hırsızın biri başka bir daireye hırsızlık amacıyla girip yakalanmış ve çaldığı mallar üzerinde çıkmıştı.
Savunma metni kendilerini savunan avukatlardan alınmış!
"Yaptığıma pişman oldum çaldıklarımı geri getirdim!" O hırsız da yallah sokağa!
Hırsızlara gerekli olan demokrasi bizlerde mevcut değil.
Evimizin içine giren hırsızı darp ettiğimizde mahkemede bizlerin suçlu çıkma ihtimali de büyük. Hırsız yatak odamıza kadar girmediyse eğer!
*****
Hala haftanın belirli günlerinde sabahın erken saatlerinde evimin telefonu çalıyor.
Karşımda bir çakal; "falanca emniyet müdürlüğünden arıyoruz" der demez ağzıma geleni söylüyorum.
Hala bu soysuzlukla birilerine tezgah kurduklarına şüphe yok.
Onların anahtarı yaşlı insanları korkutmak ve bilmem ne örgütleriyle bağlantıları olduğunu söylemek. Ve hala işleri tıkırında!
*****
Katillerin hırsızların kapılarını "bir ihtiyacın var mı?" diye tıklatıyor da garibana gelince kapıları üstlerine kilitliyor hayat.
"Haram zenginlerinin evlerinde bir santimetrekareye haftada bilmem kaç kilo et düşüyor da yoksul evlerde on metrekareye yılda kaç köfte düşüyor?" diye yazmıştım da arsızın biri "sana ne ulan?" diye cevap yazmıştı.
Bunlar hırsızlardan kalan artıklarla beslenen ya da çalmak için sıralarını bekleyenler! Hırsızların yalakalardan ve çakallardan başka dostu olamaz çünkü!
*****
"Zenginleri neden sevmiyorsun?" diye soranlar oluyor da ben zenginin elini harama uzatmayanını seviyorum, hırsız olanını değil.
Onların alarmları ve görkemli kilitleri de var altın anahtarları da!
Mutluluk Takvimi
Çocuklar için eldiven örmeye başla.
Klasikleri yeniden oku.
Kim olduğunu bil.
Çevreyi koru.
Hasrete kuruldu
Bütün saatler
Vuruldu içimde
Sevda kuşları
Ayaz gecelerde
Fayda etmiyor
Vefasız ellerin
Dokunuşları
Acının gömleği
Üstümden çıkmaz
Hayata borçluyum
Hesabım tutmaz
Adresim sevdaydı
Kapım çalınmaz
Vay benim gençliğim
Vay benim ömrüm
Hakkı YALÇIN
YILLARDIR AYNI!
Bundan 10 yıl önce yapılan baskınlarda piyasadaki kaşar peynirinin içinden yüzde 80 katı yağ, buzağı maması adı altında süt tozu çıkmıştı. Patatesler de caba!
Şimdi o araştırma yapılsa çocuklarımızın sağlığının ne kadar büyük tehlike altında olduğu ortaya çıkar. Bizler bunları yazıyoruz da birileri bizim yazdıklarımızı "ihbar kabul etse" kıyamet mi kopar?
