Tarihi 25 Ocak 2022

Hastalık!

İNSANLARIN içlerindeki nefreti ortaya çıkarmak için yarış ettiklerini görüyorum.
Birilerini linç etmek için nasıl tetikte beklediklerini.
Her türlü masumiyetin öldürüldüğü bir zaman diliminde sosyal medya mezbahaları kan kokuyor.
Kötülüğe çanak tutulurken eller de zalim diller de.
Aynaya bakmayanlar çıkarlarına bakıyor, meselenin getirisine!
Bu acımasız zamanı gördükten sonra elle yazılan mektuplar geliyor gözlerimin önüne.
"Kurban olayım" diyorum "70 yılların asaletine nostaljisine!"

***

Nefret timleri bir solukta avının başına üşüşüyor da kişi başına binlerce avcı düşüyor.
Sokaklarda 15'inde ihtiyar çocuklar dolaşıyor, dilenci yapılan minicik kızların geleceğine şerh düşülüyor!
Kul hakkının tarihe karıştığı, çocukların taciz edildiği, uyuşturucunun altın çağını yaşadığı ve kimseyi ırgalamadığı bir dünyada gel de insanlık ara!
Ahlaksızlar bile ahlak bekçisi olmuşken "kurban olayım" diyorum "nostaljideki teke tek kavgalara!"

***

Kötülüğün hacmi ne kadar büyükmüş de vicdansızlığını sergilemek için fırsat kollayan ne çok insan varmış meğer.
Bunlar bilinçaltına yüklenen şiddetin yayılan yozlaşmanın dışavurumudur.
Bu sistemde gel de insaf ara!
Herkes kendi nefretinin jürisi olmuşken, "kurban olayım" diyorum "karda kışta sabaha kadar dolaşırken bıyıkları donan çocukluğumdaki bekçi babalara!"

***

"Pompalanan nefret sergilenen nefretin yanında devede kulaktır" cümlesini elle yazılmış mektup niyetine gönderiyorum.
Benim mektuplarım adresini bilir, cevaplar da kuş diliyle geri gelir.
Çocukluğumun sobalarında ekmek kızarttığımız demir maşalar gitmiş, yerine vicdansız maşalar gelmiştir de bu alışverişte kim kaybetmiştir?
Onu da ciğeri yanan bilir!

***

Bir zamanlar uzun atkıları vardı insanların uzun hava türküleri ama düşmanlığı kısa keserlerdi.
Kitap okudukları için hapislerde gençliği çürütülen delikanlılar vardı, vicdan kanaması olmayanların işkencelerine ömür de verdiler ölüm de.
Hiçbiri köşe dönmedi her biri dikine gitti, birçoğunun analarının can yakan çığlıklarıyla bitti hikayeleri.
Kalan o son kuşlar iftiranın ve muhbirliğin alçaklık olduğunu da bilir, işledikleri suça bulaşmamak için insanları haksız yere suçlayanların ne mal olduklarını da.
Onlar alnını cama yaslar, arada bir kahvelerini yudumlarken gözlüklerinin ucundan suskun bakarlar hayata.

***

O sırada sosyal medyada tedavisi tıbben mümkün olmayan bir nefret hastalığı yayılmaktadır küfür kıyamet, çığlık çığlığa!


Sevdalı bir rüzgar
Dolaşır tenimde
Kokunu getirir
Hala baktığım yerdesin

Bir ihtimal daha yok
Mavi düşlerim kayıp
Şimdi gözlerimde
Açılmayan perdesin

Hani unutmak ölmekti
Bağışla merakımı
Biliyorum ölmedin ama
Nerdesin
Hakkı YALÇIN

MUTLULUK TAKVİMİ
Karda elin cebinde yürüme.
Sokaktaki tüm canlıları koru.
Çocuklara tasarrufu öğret.

Enstrümantal yaşamı ne çok sever olduk böyle!

FATMA GİRİK
Sinemanın efsane isimlerinden Fatma Girik'i kaybettik.
Magazine ilk başladığım yıllarda tanışmıştım, özel bir duruşu vardı.
Yalana tahammülü yoktu, kimseye minneti de yoktu, yaşadıkça doğru bildiklerinin arkasında durdu.
Birilerine yaranmak için değil insanlık onuru için yaşadı.
Bizim gerçek sinemamızın son kuşlarından biri daha gitti.
Güzel insandı mekanı cennet olsun.