Hasan Basri Yalçın

HASAN BASRİ YALÇIN

Tarihi 25 Kasım 2017

Soçi evresi

Soçi bu işin sonu değil. Evrelerden bir tanesi. Cenevre yolunda yapılan bir hazırlık gibi anlaşılması gerek. Öyle ya da böyle tüm taraflar Amerika'nın olmadığı bir masada Suriye meselesinin çözülemeyeceğinin farkında. Bu nedenle tüm herkes bunun bir sonraki evreye hazırlık olduğunu biliyor. Ve anlaşmayı ona göre yapıyor.

CENEVRE'YE HAZIRLIK
Bir gün Amerika dönüş yaptığında herkes elinde daha fazla kozu olsun istiyor.
Rusya, Türkiye ve İran'ı yanında tutmanın peşinde. Böylece Amerika sahneye daha açık biçimde geri döndüğünde Rusya, Amerika'nın karşısına bir blokla çıkmış olacak. Suriye'nin toprak bütünlüğü üzerinde bir anlaşma çıkarsa orada elde ettiği nüfuz alanını korumaya çalışacak.
Federasyon gibi bir alternatif doğarsa, etki alanını genişletmek isteyecek.
Öte taraftan Türkiye de bunu bir geçiş süreci olarak görüyor. Amerika dönecekse şayet bir gün o zamana kadar Rusya ile yaptığı anlaşmalar sayesinde elini güçlendirmek istiyor. Örneğin, Fırat Kalkanı bunlardan biridir. İdlib Operasyonu bunlardan biridir. Suriye'de yazılacak yeni anayasanın koşullarının belirlenmesi bunlardan biridir. PYD'nin masa dışı tutulmasına dair bir mutabakat elde etmek bunlardan biridir. Türkiye, Cenevre gibi daha geniş katılımlı bir süreç başladığında bazı pürüzlü meseleleri halletmiş olmak ve bu konularda bazı ülkeleri yanında görmek istiyor. Soçi, işte bu amaca matuf bir süreçtir.
Tabii bu sürecin her adımında taraflar birbirini kendi pozisyonlarına ikna etmeye çalışıyor. Rusya ve İran, kazanımlarını korumanın peşinde. Bu çerçevede Türkiye'ye karşı PYD silahını zaman zaman devreye sokacaklardır. Şimdiye kadar belki sadece Türkiye için çok öncelikliydi ama yakın zamanda rejim için de öncelikli bir tehdit haline dönüşmesini bekleyebiliriz. PYD sadece Türkiye'nin meselesi olmaktan çıkacak. O zaman Rusya için daha az kullanışlı hale gelecek.
Fakat o zamana kadar Rusya, Türkiye'yi buradan sıkıştırmak isteyecektir. Zaten bu çerçevede PYD'nin de müzakerelere katılacağı dedikoduları, Ruslar tarafından özellikle yayılıyor.

PYD'Yİ DIŞARDA TUTMAK
Ben çok inanmıyorum ama Rusya bu noktayı zorlayabilir. Türkiye'nin iradesini teslim almaya çalışabilir. O zaman Türkiye'nin önünde iki seçenek olacaktır.
Ya süreci yarıda kesmek ya da PYD'ye razı olmak. İkinci seçenek kabul edilebilir olmadığından, Türkiye gerektiğinde bu süreci kesebileceğini açıkça göstermeli.
Rusya, PYD'nin dahil olduğu Türkiye'nin dışarda olduğu bir çözüm istemiyor.
Mümkünse ikisini birden dahil etmek ister ama PYD, vazgeçilmez değildir. Türkiye çıkarsa süreç bütünüyle çöker. Rusya'nın yaptığı birçok yatırım sıfırlanır.
Sıfırdan başlamak durumunda kalır. Bunu göze almayacaktır.

AMERİKA'YI İÇERDE TUTMAK
Türkiye, bu süreci adım adım değerlendiriyor. Bu son derece akılcı bir politika.
Öncelikle PYD'nin dışlandığı bir masa kurulmalı. Sonra ise Amerika'nın dahil olacağı bir masa kurulacak. Birinci aşama ne kadar başarılı olursa, Amerika'nın geldiği masada Türkiye o kadar rahat olur.

RUSYA'YA KARŞI AMERİKAN DENGESİ
Türkiye için altın kural PYD'nin dışarda, Amerika'nın içerde olmasıdır. Zaman zaman bu meselenin Amerika olmadan Rusya ile görüşerek de çözülebileceğini düşünenler var.
Bu doğru değil. Rusya ile Türkiye yalnız kaldığında, Rusya Türkiye üzerinde büyük baskı uygular. Türkiye, bu baskıyı Amerikan varlığıyla dengelemek zorunda. Bu nedenle önce PYD saf dışı bırakılmalı sonra da Amerika'nın devreye girip Rusya'ya karşı bir denge kurması beklenmeli.