Tarihi 15 Ağustos 2018

Ya istiklal ya dolar

BAŞLIK biraz kışkırtıcı gelebilir ama yaşanılan süreci ve bu süreçten çıkış yolunu en güzel anlatan ifade bu aslına bakarsanız. Amerika'nın uzun süredir (Gezi olaylarından bu yana 17-25 Aralık darbe girişimi ve son olarak 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışması) Türkiye'ye karşı yürüttüğü dayanaksız ve her tür diplomatik ve uluslararası ilişki düzeyini aşağıya çeken hatta müttefiklik ruhunun tam tersine hasmane tutumunun geldiği nokta; ekonomik operasyon yoluyla diz çöktürme amacı. Hiçbir ekonomik teoriye ve pratiğe dayanmayan döviz kurundaki oynaklık, hükümetin ve ilgili tüm kurumların aldıkları tedbirler yoluyla kontrol altına alındı.
Ama; ABD rahat durmuyor elbette. Türkiye saatiyle Pazartesi akşam 22.30 sularında Trump'ın attığı bir imza, yine ABD'nin hırçınlıklarına birini daha ekledi.
F-35 uçaklarının teslimatının askıya alınmasını içerdiği iddia edilen yasanın aslında ne olduğunu özetleyelim. ABD Savunma Bakanlığı'nın yıllık bütçe olarak kabul edilen 2019 Ulusal Savunma Yasası'na atılan bu imza esas itibarıyla Türkiye'yi doğrudan ilgilendirmiyor.
Yasanın, Türkiye ile ilgili bölümü, Savunma Bakanının, 90 gün içinde Amerikan Kongresine Türkiye-ABD ilişkilerinin durumuna ilişkin bir rapor sunmasını içeriyor. Ve ancak bu süre içinde Türkiye'ye F-35 uçaklarının transferine sınırlama getiriyor. Raporun sunulacağı 90 gün içinde zaten bu uçakların bize teslimi gibi bir durum sözkonusu olmadığından, bizim açımızdan yansıtıldığı gibi bir iptal yok. ABD'nin tıpkı İçişleri ve Adalet Bakanlarımızın olmayan! malvarlıklarına el konulacağına dair aslı astarı olmayan ama psikolojik bir etkisi olmasını amaçlayan kararı gibi bir karar bu. Ama ne yaparlarsa yapsınlar BAŞARAMAYACAKLAR.
Ekonomik bağımsızlığı, siyasal bağımsızlıktan ayrı tutamazsınız.
Ve iddiayla söylüyorum; biz bu savaştan daha da güçlenerek çıkacağız. Yeter ki inanalım, yeter ki birliğimizi-dirliğimizi bozmayalım. Görün bakın bir kez daha; Biz kazanacağız, onlar kaybedecek.



Nafile ABD!

ABD, Türkiye'ye neden ekonomik savaş yoluyla saldırıyor diye soranlara;
"Adamlar haklı azizim!" cevabını vermek lazım. Çünkü ABD, hem şımarık hem kızgın! Trump geldiğinden bu yana baskı-şantajtehdit içeren, tahammülsüz agresif bir dış politika izliyor tam da Amerikan şımarıklığına yaraşır şekilde. Kızgın çünkü;
ABD'nin Kudus'ü başkent ilan etme kararına Türkiye'nin başını çektiği uluslararası platform çok sert bir tokat vurduğu gibi ABD, Suriye konusunda iyice dışlandı. Eskiden masayı kuran, o masaya kimlerin oturacağına ve kimin ne kadar pay alacağına tek başına karar veren Amerika artık masaya bile oturamaz halde. Bunun da en büyük sebebi Türkiye'nin güçlü ve bağımsız bir dış politika ile bölgesinde artık oyun kuran ülke haline gelmesi. Astana ve Soçi zirvelerinden sonra 7 Eylül'de de İstanbul'da, Rusya ve İran ile birlikte oluşturduğu yol haritası toplantılarına bu sefer Almanya ve Fransa 'da katılıyor ama ABD yine yok! Türkiye'nin bölgede kurduğu dengeler de artık ABD'nin çıkarlarını değil, kendi çıkarlarını ve bölgenin çıkarlarını önceliyor. Türkiye-Rusya, Türkiye-Arap, Türkiye İran ve hatta Türkiye-Çin ilişkilerinde ABD umduğunu bulmak bir yana tam tersine gücünün azalacağı bir denklemi uzaktan izlemek zorunda kaldı. Münbiç'te morallerini bozduk, Afrin ve Fırat Kalkanı harekatları ABD'nin itirazlarına rağmen gerçekleşti ve tam anlamıyla kurmak istedikleri oyunları yerle bir ettik. ABD'nin Orta Doğu politikasını tıkayan ve bozan ülke, öncelikli ve tek kelimeyle Türkiye. İşte böyle olunca da Türkiye'ye kızgın bir ABD ortaya çıkıyor. Sosyal, siyasal ve hatta darbe yoluyla yıkamadıkları Erdoğan'ı ve yola getiremedikleri Türkiye'yi bu sefer ekonomik operasyonla dize getirmeye çalışıyorlar ama NAFİLE!

TL ile yürümeye devam
DÜN AK Parti'nin 17. Yılı dolayısıyla düzenlenen konferansta hem AK Parti'nin kuruluşundan bu güne parti hem de Türkiye'nin muazzam dönüşümü anlatıldı. SETA Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Serhat Albayrak ile Genel Koordinatör Prof.
Dr. Burhanettin Duran'ın evsahipliğinde gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını da Başkan Erdoğan yaptı.
Ekonomiyi 16 yılda 3 buçuk kat büyüten ve 16 yıldır kesintisiz iktidarda olan AK Parti'nin hikayesini, Türkiye'den ayrı düşünmek olanaksız zaten.
Nitekim; Türkiye bu yüzden bugün hiçbir dayanağı olmayan bir ekonomik saldırıyı yaşıyor zaten. Başkan Erdoğan'ın verdiği mesajlar netti:
"Dün tüm düşmanlara nasıl direndiysek, bugün de milletçe aynı direnci gösteriyoruz, göstereceğiz. Bugün döviz bürolarına koşup kıyıda köşede biriktirdiği 20 dolarını, 50 dolarını bile bozdurup TL'ye döndüren bu millet, bölgenin ve dünyanın parlayan yıldızı olan ülkesini bu zor yollardan da yine güvenli limanlara yanaştırmayı başaracak." Erdoğan'ın da dediği gibi: "Biz Türk'üz. TL ile, kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz."

DERİN SÖZ
ZAFER, asla mahvolduklarını zannedenler tarafından kazanılamaz. ALPARSLAN TÜRKEŞ