Tarihi 17 Ocak 2019

Ya olacağız ya öleceğiz...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Salı günkü Meclis grubunda CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na yönelik söylediği söz gerçekten çok doğru; "YSK'yı tanımıyorsan seçimlere de girme o zaman!" Neden söylüyor bunu; Meclis Başkanı'nın istifasıyla ilgili neden resmi tek makam olan YSK'ya başvurmadığını, "YSK'ya güvenmiyorum" gerekçesiyle açıklayan Kılıçdaroğlu'na yapılacak en doğru hatırlatmaydı aslında; Seçimlerin hakemi konumundaki tek makam olarak 'YSK'ya güvenmiyorum' demek, seçimleri de şimdiden saymıyorum demekle neredeyse eş anlamlıdır. Gerçi bu tutarsızlıkları ilk değil Kemal Beyin. 10 yıl öncesine gidip "Genel Başkanlık için kesinlikle aday olmayacağım" demesinin üzerinden daha 24 saat geçmeden kurultayda aday olan da kendisi değil mi?
Kah hükümete kah Başkan Erdoğan'a hem kişisel hem devlet kararlarıyla ilgili onlarca doğru çıkmayan iddiayı ortaya atıp sonra ya çark eden ya da hiç o sözleri söylememiş havasına bürünen ya da bu iftiraları mahkeme salonlarında ispatlayanlara ödeyeceği tazminatı milletvekillerine ödetecek fonu kurdurtan da kendisi değil mi?
Türkiye ve Orta Doğu son 5 yıldır sırat köprüsünden geçer gibi bir süreç yaşıyor.
Dünyada aslında dengeler değişiyor, kartlar yeniden karılıyor ve Türkiye olarak biz, hem bölgemizde hem de aslında dünya genelinde en sağlam duran ve bunca saldırıya rağmen bir ve birlik olmayı başarabilen tek ülkeyiz. 15 Temmuz hain darbe kalkışması sonrasında Cumhur İttifakı çatısı altında omuz omuza bir beka mücadelesi veren AK Parti ve MHP'nin karşısında maalesef olan bitene "tiyatro" yakıştırması yapabilecek kadar gözü dönmüş bir muhalefet görüyoruz!
Sınırlarımızı terörden korumak için askeriyle, güvenlik güçleriyle, milletiyle, Cumhur İttifakıyla tek vücut olanları önce "Afrin'e girmek için bağırıp çağırıyorlar" diyecek kadar olayı çarpıtan, "Seni kefenle bekleyen arkadaşlarını oraya gönder" diyerek yapılan milli mücadeleyi ve bu vatan için canını ortaya koyanların bu milletin evlatları olduğunu unutan Kemal Bey, hem sahada hem masada bir destan yazıldığını bütün dünyanın kabul ettiği durumda bile kendi hükümetini, kendi devletini eleştirmekten kaçınmıyor. Sanki ABD'ye geri adım attıran, NATO'ya ve AB ülkelerine 'Türkiye haklıdır ve dünyanın vicdanıdır' dedirtmeyi başaran Türkiye değil de başka ülkeymiş gibi!
Türkiye, en başından bu yana ne dediyse aynı kararlılık ve tutarlılıkla hareket etti. Bu, hangi isimde olursa olsun PKK-FETÖ-PYD-YPG-DEAŞ vs bütün terör örgütleriyle milli beka bilinciyle mücadele etti, etmeyi de sürdürecek. Hiçbir devlet durduk yerde askeri operasyon yapmaz. Suriye'nin kuzeyindeki PKK ve türevlerinin varlığı da Türkiye'nin 1 numaralı milli güvenlik sorunudur. Başkan Erdoğan: "Ya olacağız Ya öleceğiz" derken boş bir hamaset değil, milli bir şuuru ifade ediyor. Bunu anlamak için az biraz yerli ve milli olmak yeter!
Değilseniz diyecek birşey yok.