Aslında oyuncular diyoruz ama ilk yarıdaki kötü oyunda Bülent Korkmaz'ın da önemli bir katkısı olduğunu söylememiz gerekiyor. Emre Güngör, sakatlanıp çıkmasa Kewell'ın gireceği yok ve Galatasaray'ın dengesiz, uyumsuz ve karşı kaleye gidemeyen görüntüsü devam edecek...
Bülent önce Lincoln ile uğraştı onu kaybetti. Sanırım 2 haftadır Kewell ile bir sıkıntısı var. Ama Kewell, Lincoln gibi biri olmadığını oyuna girdikten sonra gösterdi ve genç hocasını mahcup etti. İki golün birini o attı diğerinin de asistini yaptı. İlk yarıda Sarı-Kırmızılılar sanki tatile çıkmış gibiydi. Forvet, orta saha ve defans birbirinden kopuk, kanatlar hiç hücuma çıkmıyor, özellikle sağ taraftan hiç hücum girişimi yoktu.
Arda, ferdi olarak bir şeyler yaparsa yapacak. Böyle olunca ilk yarıda G.Saray pozisyon bile bulamadı. Bu devrede Lincoln hiç yoktu. Baros sanki tatile çıkmış, Ayhan ise hiç olmadığı kadar kötüydü. Mehmet Topal'ın da risk almaması dikkat çekti.
Gençlerbirliği, daha arzulu ve özellikle kanatlardan, Galatasaray'ın üzerine çok etkili geldiler. Son vuruşlarda başarılı olabilseler golü bulabilir, maçın sonucunu değiştirebilirlerdi.
Sanctis'in elinden kaçırdığı bir top, Mehmet Topal'ın Mustafa'ya yaptığı müdahele başka sahada olsa penaltı olarak değerlendirilebilirdi. Böyle kötü ilk 45 dakikada gol yemeden bitirmek Galatasaray adına şanstı. Ancak ikinci yarıda Kewell, oyuna ağırlığını koydu ve maçın görünümü değişti. Daha dengeli bir takım izledik. Kewell solda, Arda sağda olunca Gençlerbirliği çıkamamaya mahkum oynamaya başladı. Hakan'ın, Ayhan'ın, kısacası tüm Galatasaray'ın G.Birliği'nin üstüne yüklendiği ve golü arzuladığı, kısaca evinde oynaması gerektiği gibi oynadığını gördük sonrada goller arka arkaya geldi.
Dün akşamın kilit ismi Kewell'dı. Defansta da Emre Aşık, çok iyi oynadı. Buna karşın Baros haftalardır kayıp. Lincoln nasıl bir yıldız? Bu kadar maç, bu kadar dakika sahada kalıp hiçbirşey yapmaması inanılır gibi değil.
Sonuçta Galatasaray'ın istediğini aldığı bir 90 dakika izledik
