TAYFUN ER

TAYFUN ER

Tarihi 5 Haziran 2019

Neden jimnastik kulübü?

Jimnastik, Antik Yunancada idman ve çıplak hareket kelimelerinden türetilmiş. Kelimenin çıplaklıkla ilgisi o dönemde sporcular çıplak olarak yarıştıklarından dolayı.
İlk askeri devlet olan Sparta'da çocuklar küçük yaşta ailelerinden alınıp çıplak şekilde kültür-fizik hareketleri yaparak savaşa hazırlanıyormuş.
Tarihi geçmiş çağlara dayanan oyunlar, sporlar ya üretim ya da savaş için yapılan hareketlerden doğmuştur. Jimnastik de ilk çıkışından sonra Batı'da uzun süre unutuldu. Ta ki Rönesans denen tekrar insanın gücüne ve kimliğine verilen değer nedeniyle bedeninin de sağlıklı olması gerektiği fikrinin ortaya çıktığı döneme kadar… Bizde jimnastikle eş anlamlı olarak kullanılan ve halen de okullarımızda bir derse adını veren beden eğitimi Batılılaşma sonucu ortaya çıktı. Mektebi- Harbiye'de yani Harp Okulu'nda ilk kez ders olarak 1863 yılında jimnastik yapıldığını belgelerden biliyoruz.
Sivil okullarda ilk Jimnastik dersleri de Batılılaşma yönelimden dolayı Fransızca öğretsin diye kurulan, bugünkü adıyla Galatasaray Lisesi olan, Mekteb- i Sultan-i de 1868'de başladı.
Fransız ekolü olduğu için Galatasaray Lisesi'nde Amoros Jimnastiği yapılıyordu. Modern anlamda sporun doğusunda önemli bir katkısı olan Amoros, Fransa'da ilk spor salonunu açan asker kökenli jimnastikçiydi.
Beden eğitiminde sağlık kadar askeri amaçlar da hedeflemişti.

PEHLİVANLAR HOCA OLDU
Galatasaray Lisesi'nden sonra diğer okullara da yayılan bu jimnastik türünde yetişmiş öğretmen olmayınca genellikle eski pehlivanlar hoca olarak görev yaptılar.
Onlar da ip tırmanma, trapez, halka ve gülle atmayla idman yapıyorlardı.
Bu tür yani aletli bir jimnastiğin sirk gibi ve tehlikeli olduğu, bilimsel olmadığı görüşü yaygınlaşınca sonradan Tarcan soyadını alan Selim Sırrı Bey, İsveç'e gönderildi. Selim Sırrı Bey, Galatasaray Lisesi'nde "İdmancılar Şeyhi" lakabıyla anılan Faik Üstünidman'dan ders görmüştü. Selim Sırrı Bey, aslında İnşaat Mühendisi'ydi ama spora, özellikle de beden eğitimine çok düşkün olduğu için bu alanda öğretmenlik yapıyordu.
Selim Sırrı Bey, İsveç'te Askeri Kraliyet Akademisi Jimnastik ve Beden Eğitimi bölümünde 1909-1911 yılları arasında iki yıl eğitim gördü. Bu okulun kurucusu olan Per Henrik Ling bir şairdi, dayanılmaz kol ağrıları çekerken eskrime başladı; zamanla geçtiğini görünce konuya iyice merak sardı. Eski Yunan tarihine meraklı olduğu için Antik dünyada da beden eğitimi yapıldığını biliyordu. Oğlunun tıp doktoru olmasından da yararlanarak kasların güçlendirilmesi üzerinde çalıştı. Ölümünden sonra oğlu babasının izinden giderek zamanla bütün dünyada yaygınlaşan İsveç Usulü Jimnastik'i çıkardılar.

SELİM SIRRI FAKTÖRÜ
Selim Sırrı Bey, dönüşünde yayınladığı telif ve tercüme beden eğitimi kitapları İsveç Jimnastiği'nin bütün ülkeye yayılmasına neden olmuştur.
Maarif Nazırlığı yani Milli Eğitim Bakanlığı, terbiye-i bedeniye derslerinin müfredatını da Selim Sırrı Bey'e hazırlattı. Öğrencilerin pedagojisi doğrultusunda onların başta bel kaslarının güçlendirilmesi olmak üzere bedensel sağlıkları bilimsel olarak geliştirilirken, ruhsal olarak da rahatlamaları hedefleniyordu.
İlk Beden Eğitimi öğretmenleri de yine İsveç Jimnastiği ilkeleri doğrultusunda yetiştirildi.
Olimpiyatların kurucusu Baron Pierre de Coubertin de bir jimnastik hocasıydı. 1907'de İstanbul'a gelmiş ve o zaman Beden Terbiyesi Baş Müfettişi olan Selim Sırrı Tarcan Bey'le görüşmüştü. İkisinin girişimiyle de 1924 Olimpiyatları öncesi, Paris'e hazırlık olarak bir mini-olimpiyat, savaş yüzünden cephede olan Türk sporcular olmadan 1922'de Taksim Stadyumu'nda düzenlendi.

BEŞİKTAŞ İLK KULÜP
1911'de Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü adıyla ilk tescilli kulüp olan Beşiktaş'ın Jimnastik Kulübü adıyla kurulmasının nedeni o jimnastiğin sporun temeli olması ve dönemde sporla eş anlamlı olarak kullanılmasından dolayıdır. Bu kulübün kuruluş nizamnamesinin 1. maddesi kulübün kuruluş gerekçesini açıklar.
Günümüzün diline sadeleştirilmiş hali şöyledir: "Bir dağılma ve yavaş yavaş yok olmaya yüz tutan soylu neslimizin kalıcılığı için, açıkça şart olan beden hareketlerinin medeni memleketlerce kabul edilen makul ve bilimsel yöntemlerin uygulanmasıyla, Avrupa'da atasözü haline gelen Türk kuvvetini yeniden canlandırmaktır." Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü'nün 1 Numaralı üyesi ve 4. Başkanı olan Fuat Bey de Edirne Askeri Lisesi'nde Beden Eğitimi öğretmeniydi.