Tarihi 22 Ağustos 2018

Kurban meselesi

ÇOK şükür bir Kurban Bayramı'na daha eriştik. Allah bayramların hürmetine ülkemize kurulmuş olan tuzakları boşa çıkarsın. Ve tabii bizlere tuzaklara düşmeme feraseti versin.
Kurban Bayramı'nda yapılan kurban kesme ibadetinin zaman içerisinde değişimi ülkemizin yaşadığı toplumsal ve siyasi dönüşümü okumak için adeta bir laboratuvar. Şuan neredeyse yok denecek kadar azalmış olsa da çok değil bundan beş on sene önce kurban bayramlarında çok da hoş olmayan kurban kesme görüntüleri görürdük. İnsanlar caddelerde, sokaklarda, mahalle aralarında boş buldukları arsalarda kurbanlarını kesmeye gayret ederlerdi.
Böyle kesilen kurbanlar hem hijyen sıkıntısı doğurur hem de ortaya çok hoş olmayan manzaralar çıkardı.
Tabii ortaya çıkan hoş olmayan görüntüler de 'ne yapsak da İslam'a ve Müslümanlara kara çalsak' diye hazırda bekleyen batı hayranı kişiler tarafından kullanılırdı da kullanılırdı.
Renk oyunlarıyla İstanbul Boğazı'nın kana bulandığı uydurma fotoğraflar gazetelerin birinci sayfasını süslerdi.
Haber bültenlerinde sunucular kaşları gözlerini devirerek 'acemi kasabın elinde kurtulan kurbanlık boğa' haberlerini sunarlardı. Kurban ibadetinin ne kadar 'ilkel' olduğu mesajını vermek için hiçbir fırsat kaçırılmazdı.
Tabii ki bu sorun Türkiye'nin hızlı kentleşmesinden kaynaklanıyordu.
Büyük şehirlerin hızla artan nüfusuna belediye hizmetlerinin yeterince verilememesi de eklenince kötü manzaralar kaçınılmaz hale gelmişti.
Daha sonra başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin her yerinde Refah Partili belediye başkanlarının göreve başlamasıyla bir dönüm noktası yaşandı. Genel olarak belediye hizmetlerinin kalitesinin artmasının yanında muhafazakar toplum kesimlerine dayanan Refah Partili belediye başkanları kurban ibadetinin daha rahat yerine getirilmesi için kurban kesim yerleri açtılar.
Bu uygulamanın sağladığı fayda ve karşıladığı ihtiyaç görülünce başka partili belediyeler de kurban kesim yerleri düzenlemeye başladılar.
Bugün hemen hemen her belediye hizmet alanı içerisinde ihtiyacı karşılayacak sayıda oldukça gelişmiş ve sıhhi kurban kesim yerleri açıyor.
Gelinen noktada artık caddede sokakta kurban kesme vakası yok denilecek kadar azaldı.
Ve tabii bir de şehirde kurban kesmenin zorluğundan dolayı kurbanını vekaletle vakıflara derneklere kestirme meselesi var.
Radikal laiklik uygulamaların kaçınılmaz bir neticesi olarak Türkiye'de bu durum da bir rejim krizine dönüşürdü. Devlet vatandaşın kurban vekaletini istediği yere vermesine müsaade etmezdi.
Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu, Kızılay gibi aslında çok önemli işlevleri olan ancak kötü yöneticiler elinde birer çiftliğe dönüşmüş kurumlara kurban vermeyi zorunlu hale getirirdi. Vekaletle kurban kesen ve kurban derisi toplayan cemaat vakıf ve derneklerine baskınlar yapılır, her bayram aynı rezil görüntüler ortaya çıkardı.
Bugün bu kurumlarda da çok şükür işinin ehli, hayırseverlik düşüncesine sahip, almayı değil vermeyi önceleyen kadrolar işbaşına geldi ve başta Türk Kızılay'ı olmak üzere hemen hepsi itibarlarını geri kazandılar. Neticede azımsanmayacak sayıda vatandaşımız kurban kesme vekaletini gönül rahatlığı ile Kızılay'a verebiliyor.
Öyle ki Kızılay bayramdan önce hedeflediği sayıda vekalet aldığı için kurban bağısı almayı durdurdu.
Bugün artık Türkiye'nin bir kurban sorunu yok. Caddelerde sokaklarda uygunsuz ortamda kesilen kurbanlar yok. Kurban bağısı toplayan kurumlara baskı yok. Demek ki sorun ne kurbanda ne de ibadetteymiş; sorun ibadeti sakıncalı olarak gören ve ibadetin yapılması için uygun şartları sağlamayan devlet aklındaymış.
Hepimizin bayramı kutlu olsun!