Tarihi 2 Kasım 2018

Göklerden gelen karar

CUMHURİYET tarihinin tartışmasız en büyük projelerinden biri olan Uluslararası İstanbul Havalimanı 29 Ekim'de açıldı.
Dahilî ve haricî bedhahların tüm engellemelerine rağmen açıldı!
Başkan Erdoğan'ın her konuda olduğu gibi bu konuda da göstermiş olduğu dirayet, azim ve kararlılık Türkiye'nin büyük bir şahesere kavuşmasına -bir kez daha- vesile oldu.
Dahilî ve haricî bedhahlar, dünden bugüne hiç değişmedi.
Dahilî bedhahlar; bugün yapılan işin mahiyetinden çok yapanın kim olduğuna bakarak, yapılacak işin getiri ve görülerini hesaplamaksızın karşı olanlar güruhu!
Haricî bedhahları açıklamaya zaten gerek yok... Ama ne oldu?
1 Temmuz 2013 tarihinde saat 05:57'de resmi Twitter hesabından 3. Havalimanı'nın yapımının iptali için Danıştay'a başvuranların tüm engellemelerine rağmen göklerden gelen bir karar ile Uluslararası İstanbul Havalimanı'nı açıldı.
Alman Neue Luzerner Zeitung gazetesinden Gerd Höhler Türkiye'nin 44 ayda tamamladığı mega projeye hayranlık duyduğunu aktardı.
Türkiye'ye dair en ufak bir dert ve tasaları olmayan bu dahili bedhahlar, asla iktidar olmamak ve fakat muhalefetten düşmemek için yürüttükleri siyasetin peşi sıra Cumhuriyet'e sahip çıkma iddiası ile açılışa katılmadılar!
Evet, yanlış duymadınız.
29 Ekim'de Ankara'da Cumhuriyet'e sahip çıkacaklarını söyleyip açılışa katılmadılar. Çünkü Cumhuriyet'e Türkiye'yi kalkındıracak, bölgesel ve küresel ölçekli siyasi, sosyal ve ekonomik alanda güçlendirecek projelere karşı çıkarak sahip çıkabileceklerini düşünüyorlar.
Fransızlar dahi gerçeklere Fransız kalmadılar. Aéroport Marseille resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Uluslararası İstanbul Havalimanı'nın dünyanın önde gelen kavşaklarından birisi haline geldiğini belirtip, Türkiye'yi bu konuda tebrik ederken; Türkiye'nin ana muhalefeti olmakla matuf olanlar bu başarıyı görmezden gelmeyi tercih ettiler.
Haricî bedhahların imrenerek baktıkları, gıpta ettikleri ve kıskançlık krizine girdikleri bu proje karşısında, ana muhalefetimiz de aynı hisleri paylaşıyordu. Avusturya'nın Kurier gazetesinde Türkiye'nin yeni havalimanıyla Avrupa'ya -hatta dünyaya- meydan okuduğu yazılıp çizilirken, dahilî bedhahlarımız çamur at izi kalsın siyaseti ile mega projeyi kötülemek için ellerinden geleni artlarına koymadılar.
76, 5 milyon metrekarelik bir alanda faaliyet göstererek dünyanın en büyük havalimanı olan ve tamamlandığında 200 milyon yolcu kapasitesine sahip, 250'si dış hatlar olmak üzere 300'den fazla uçuş noktasına ulaşım imkânı sağlayan, saatte 250 uçağın iniş-kalkış yapabileceği Uluslararası İstanbul Havalimanı'nı gereksiz gördüler.
"Yapılmasın" dediler.
"Yapamazsınız" dediler.
"Yaptırmayacağız" dediler.
Fakat başaramadılar!
Göklerden gelen karara engel olmadılar.
Başkan Erdoğan, Uluslararası İstanbul Havalimanı'nın açılışını yaptıktan sonra bir başka mega projenin müjdesini verdi.
Milli uzun menzilli bölgesel hava füze savunma sistemi SİPER.
Rusya'nın S-400'leri ve ABD'nin Patriotları ile aynı işleve sahip olacak SİPER için kolların sıvandığını, aynı azim ve kararlılık ile yol alındığını aktardı Erdoğan. 2021 sonu teslimatı yapılacak inşallah. Birileri hiç şüphe yok ki bunu da engellemek için çabalayacak.
Nitekim biz onları SİHA'lara karşı oluşlarından, Türkiye'nin mega projeleri için Danıştay kapılarına koşmalarından tanıyoruz.
Ne diyelim.
Hem bugün hem de istikbalde, Türkiye'yi istiklâlinden mahrum etmek isteyecek dahilî ve haricî bedhahlar elbet olacaktır!
Bize düşen büyük Türkiye yolunda imanla, kararlılıkla yürümektir.