Tarihi 9 Kasım 2018

Ezan memlekettir

UZUN yıllar yurtdışında yaşayan insanlarla konuşun. Neden yurtdışında yaşadıklarını, Türkiye'ye geri dönüp dönmek istemediklerini, Türkiye'yle alakalı en çok neyi özlediklerini, Türkiye'nin en çok neyini sevdiklerini sorun.
Kimisi dönmek istediğini ama şartların müsait olmadığını söyleyecektir.
Kimisi yurtdışında elde ettiği refah ve konfordan memnundur, "Yurtdışında yaşamaya devam edeceğim" der.
Kimisi yaşadığı yerde özellikle Türkler'den uzak durmuştur, yurt dışına çıkmışken farklı kişilerle tanışıp kaynaşmak ister.
Kimisi memleket hasretini bulduğu üç beş Türk ahbabı ile gidermeye çalışır; ayıdan post gavurdan dost olmaz diye düşünür.
Yavuklusunu özleyen de vardır, annesinin böreğini özleyen de. Mahallesi burnunda tüter bazısının, bazısı boğaza karşı bir çay içmek ister.
Tercihler, duygular, şartlar, özlemler, bağlılıklar ne kadar farklı olursa olsun konuştuğunuz kişi eğer öyle ya da böyle Türkiye'yi, ülkesini, vatanını, memleketini seven bir kişiyse konu döner dolaşır ezana gelir.
Maddi imkânları ne kadar iyi olursa olsun minarelerden günde beş vakit ezan duyulmamasının özleminden bahsederler.
Türkiye'ye geldiklerini ve yurtdışında iken neyin eksik olduğunu günde beş vakit gökyüzünü dolduran ezan sesinden fark ettiklerini söylerler.
Ezan, özlenendir. Sadece inananları camiye çağırmakla kalmaz; günde beş defa nerede yaşadıklarını ve aslında kim olduklarını hatırlatır.
Onun için namaz kılsın kılmasın, birçok insan ezan okununca televizyonun veya müziğin sesini kısar, yattığı yerden doğrulur ve kendine çeki düzen verir.
Kahvede kağıt oynayanlar ezanın sesini duyunca oyuna ara verir.
Sinirlerine hâkim olamayıp ağzını bozacak birisi ezan "Allahuekber" deyince vazgeçer.
Ezan sadece bir çağrı değil bir paroladır ve formüldür.
Milyarlarca insandan biri olmadığını, Müslüman Türk olduğunu, bu topraklarda yaşadığını, büyük bir geçmişin mirasçısı olduğunu hatırlatır.
Kısacası aslını söyler insanın yüzüne.
Hangi işle meşgul olursan ol, ne olursan ol, ne hale düşmüş veya ne kadar yükselmiş olursan ol, aslını hatırlatır. Ezan, asıldır ve asildir!
Onun için ezanın Türkçesi, Arapçası, Çincesi veya Fincesi olmaz.
Ezan, ezandır. Ezan Türkçe okunmaz ve okunmamıştır.
Ezanın Türkçe okunduğu günler aslında ezanın yasaklandığı, minarelerden ezan değil yasakçıların ezanın yerine koymak istedikleri başka bir parola ve formülün okunduğu günlerdir.
Ezan memlekettir, vatandır, devlettir, dindir, imandır.
Ezan susarsa, memleket biter, yok olur.
Tıpkı "Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstüne benim inlemeli" demesi gibi İstiklal Marşı'mızın.
Onun için ezan düşmanları memleketin, vatanın, devletin, dinin düşmanlarıdır.
Çok şükür bu memlekette bir daha ezan yasaklanamaz.
Çünkü bu toplum artık tek parti döneminin baskıladığı toplum değildir.
15 Temmuz'da minarelerden yükselen selalarla, ezanlarla, tekbirlerle memleketi işgalden kurtaran toplumdur.
Memleket düşmanları tam da bunun için Türkçe ezanı yani ezanı yasaklamayı isterler.