Tarihi 21 Ocak 2019

Atatürk Endüstrisi

YILMAZ Özdil'in 'Mustafa Kemal' isimli son kitabı peynir ekmek gibi satmış. Yayınevi bir seferde binlerce basmasına rağmen okuyucuya kitap yetiştiremiyormuş.
Kitaba gösterilen rağbet karşısında yayınevi harekete geçmiş. Şimdi de Mustafa Kemal'in doğum tarihine nispetle tam 1881 adet özel basımı yapılacakmış. Kitapların tamamı el işçiliği ile ciltlenecekmiş.
Satış fiyatı da 2 bin 500 TL olacakmış. Evet, yanlış okumadınız 2 bin 500 TL. Tanesi 2 bin 500 TL'den satılacak özel basım kitaplar 23 Ocak'ta tam 09.05'te yani Mustafa Kemal'in dünyaya gözlerini kapadığı saatte satışa sunulacakmış. Yayınevi okuyucuyu uyarıyor; acele edin, sınırlı sayıdaki özel basım kitabı kaçırmayın.
2 bin 500 TL'den 1881 adet kitap. Muhtemelen satılacak. Almak isteyip alamayanlar da olacak.
Çünkü bu memlekette bir Atatürk endüstrisi var. Halk TV'de yayınlanan reklamları izleyin. Atatürk baskılı kupa, defter, bardak, kalem, kravat...
İşgüzar bir savcının çıkıp Atatürk'ü koruma kanununa muhalefetten dava açmayacağını bilseler Mustafa Kemal baskılı iç çamaşırı bile satacaklar.
Satmaları bir şey değil alan da olacak.
Çünkü müşterisi olmasa Atatürk endüstrisi bu kadar büyümezdi.
Üstelik Atatürk endüstrisi sadece ticarette değil siyasette de oldukça etkili.
Allah aşkına CHP'nin varlık nedeni nedir? Atatürk endüstrisi olmasa kim oy verir CHP'ye? Başka kusur aramaya gerek yok. Kemal Kılıçtaroğlu gibi bir figürün yıllardır genel başkan olması bile CHP'nin tarih sahnesinden silinmesi için yeterli. Ama hala yüzde 20 oyu garanti. Çünkü Atatürk endüstrisi çok büyük, çok etkili ve çok güzel reklam kampanyaları yapıyor.
Çok değil şurada iki ay sonra sandığa gidip belediye başkanlarını seçeceğiz.
Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 1994 seçimlerini hatırlıyorum. O zaman daha mektep sıralarında ufak bir çocuktum. Seçimden sonraki ilk okul gününde sınıf arkadaşlarımızdan bir tanesi öğretmenden söz istedi.
'Öğretmenim annem söyledi, artık bir erkek dört kadınla evlenecek, erkekler fes kadınlar da kara çarşaf giyeceklermiş' dedi. Aradan yıllar geçti, sınıf arkadaşımla bağımız koptu.
Belediye Başkanı olan Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu. Ne Türkiye'de çok eşlilik oranı arttı ne de çarşaf giyen kadın sayısı. Şimdiye kadar Kadir Mısıroğlu'ndan başka fes giyen insana da rastlamadım. Kapalıçarşı'da turistik malzeme satan tezgahtarlar var bir de!
Ama sınıf arkadaşım eğer aynı kafada devam ediyorsa Tayyip Erdoğan'ın İslamcı bir diktatörlük kurmak üzere olduğuna inanıyordur. Yılmaz Özdil'in Mustafa Kemal kitabını da mutlaka okumuştur.
Eğer belli bir gelir seviyesinin üzerindeyse 1881 adet basılan fiyatı 2 bin 500 TL olan özel basıma sahip olabilmek için sabah 09.05'te sipariş verecektir. 2007'ye kadar Türkiye'nin İran olacağına inanmıştır. İki ülke arasındaki diğer farklar bir yana İran'ın Şii Türkiye'nin ise ehli sünnet bir vel cemaat bir ülke olduğundan haberi de yoktur. Anlatsan farkını da anlamaz. 2007'den sonra ise bir ara Türkiye'nin ılımlı İslam ülkesi olacağına inanmıştır. O zamana kadar belki de adını duymadığı Malezya'ya benzeyebileceğimizden endişelenmiştir.
Gezi kalkışmasında gözüne uyku girmeden ekran başında sabahlamıştır mesela. Eylemler dört gün daha devam ederse Anayasa Mahkemesi'nin hükümeti düşüreceğini okuyup, umutla beklemiştir. Keza 17-25 Aralık'ta da ekran başında montajlanmış ses kaydı beklemiştir. 15 Temmuz'da silah zoruyla okunan darbe bildirisini dinlemiş, 'en sonunda ordudaki Atatürkçü subaylar görevlerini yaptı' diye umutlanmıştır.
Şimdi de Özdil'in özel baskısını alacak. Sonra da kendi kendine gururlanacak; 'Bir kitaba 2 bin 500 TL verdim'. İşte ilerici, aydınlık, çağdaş, eğitimli olmak böyle bir şey! Arkadaşım; görüşmeyeli uzun yıllar oldu. Ama sana dost tavsiyesi; Atatürk endüstrisi cehaletinden faydalanıp seni maddi manevi çok fena söğüşlüyor.