Tarihi 19 Nisan 2019

Adalet yolu çetindir

SEÇİMDEN bu yana tartışmalı geçen 15 günlük sürecin sonunda İstanbul il seçim kurulu Ekrem İmamoğlu'na alelacele mazbatayı verdi. Seçimin şaibeli olduğuna dair onlarca iddia, hatta delil ortadayken, il seçim kurulunun AK Parti'nin yaptığı olağanüstü itirazın neticesini beklemesi daha uygun olurdu. Ancak kurul takdirini mazbatayı vermekten yana kullandı.
Bakmayın İmamoğlu taraftarlarının işgal kuvveti kibriyle kutlamalara başladığına. Adalete inanan insanların gözü kulağı YSK'nın vereceği kararda.
AK Parti'nin teker teker belgelerle delillendirdiği iddialar neticesinde YSK seçimin yenilenmesi kararı verebilir.
İmamoğlu'nun ham sevinci kursağında kalabilir.
Oldu da YSK AK Parti'nin itirazını reddetti diyelim. O zaman ne olur?
Mücadele devam eder! Geziciler gibi, teröristler gibi, şehir eşkıyaları gibi yakarak, yıkarak değil. Hukuk içerisinde tüm imkanlar kullanılarak seçimin şaibeli olduğunu anlatmaya devam!
Mesele çoktan İstanbul'un belediye başkanının kim olacağı meselesi olmaktan çıkmıştır. Binali Yıldırım veya Ekrem İmamoğlu meselesi de değil.
Seçim yenilenirse kimin kazanacağı da ikincil bir soru artık. Ortada gün gibi duran hakikat başka;
Bu seçime organize hile karıştırıldı.
Milletin iradesi seçim öncesi ve sonrasında yapılanlarla gasp edildi. Millet iradesinin tecelli yeri olan sandık ifsat edildi.
Zafer çığlıkları atanlar AK Parti'nin çalınan 16 bin oyunun hesabını verebildiler mi? Nasıl olup da geçersiz oyların yeniden sayılması ile Binali Yıldırım'ın oyu artarken, Ekrem İmamoğlu'nun oyunun azaldığını açıklayabildiler mi? 1 Nisan sabahı 29 bin olan farkın yarısından fazla azalarak nasıl 13 bine indiğine dair bir fikirleri var mı? İtiraz sürecini engelleyerek çalıntı oylarla galip gelmek istemelerinin hesabını verdiler mi?
YSK'nın kararı ne olursa olsun tüm bunlar cevaplanmadan bu süreç bitmez. Evet, İmamoğlu o koltukta oturmaya devam edebilir ama hiçbir zaman hakkıyla kazanmış olamaz.
Devam eden ceza yargılamaları var.
AK Parti Büyükçekmece ve Maltepe'de yaşanan usulsüzlüklerle ilgili suç duyurularında bulundu. Yargılama süreci içerisinde henüz bilmediğimiz ne gibi şaibelerin açığa çıkacağını bir düşünün.
Büyükçekmece'deki seçim usulsüzlüğü ile ilgili tutuklanan CHP'li belediye personelinin telefonunun şifresini emniyet yetkilileri ile paylaşmadığını biliyoruz. Telefonun şifresi kırıldıktan sonra ortaya hangi mesajlar çıkacak acaba? İşin ucu kimlere uzanacak? Ve bakalım hevesle oturulan o koltuklarda kimlerin huzuru kaçacak!
Dahası meselenin bir de siyasi boyutu var. Zaman geçtikçe, yeni deliller ortaya saçıldıkça çember daha fazla daralacak.
CHP'ye yaradığı kesin olan seçim usulsüzlüğünü kimlerin tezgahladığını daha iyi görür hale geleceğiz.
Mahkemeler, medya ve halk aynı soruları daha ısrarla sormaya devam edecek.
Adalet mücadelesi zordur ve can acıtır.
Bedeli ağır olur ama neticesinde haklı ile haksız birbirinden ayrılır. İstanbul seçimleri için tüm bunları yaşayacağımız zor bir süreç bizi bekliyor olabilir.
Mücadeleye hazır olalım, hiçbir şey bitmedi, daha yeni başlıyor!