23 Haziran İstanbul seçimi öncesi iki aday 16 Haziran'da televizyona çıkacak.
İki adayın tartışması ilk gündeme geldiğinde, astı astarı olmayan iddialar oraya atıldı.
Yok efendim Binali Yıldırım TV'ye çıkmak istemiyor, yok efendim Binali Yıldırım korkuyor; uydur, uydur ipe diz… Sonra ne oldu!
Binali Yıldırım; "Vız gelir tırıs gider, derdimiz İstanbul'dan gayrısı değil, çıkalım İstanbul için konuşalım" dedi.
CHP adayının AK Parti'nin TV tartışmalarına çıkmama ilke kararını zayıflık, korkaklık ve zafiyet olarak sunmaya çalışması elinde patladı.
CHP adayının bu şutu da auta gitti. Aynı dönemde katıldığı programlarda mağdur edildiği imajını inşa etmeye çalıştı.
Yok efendim kendisine az süre verilmiş; konuşmasına imkan tanınmamış; kendisini çeken kameraman işinden atılmış, mış, mış, mış… CHP adayı mişli geçmiş zamana takılıp kaldı!
CHP adayı gol atamadıkça 'yalan söyleme' üzerine kurulmuş siyasal iletişim stratejisine daha fazla sarıldı.
Fakat karşısındakinin yılların siyasetçisi ve devlet adamı 'Binali Yıldırım' olduğunu unuttu… CHP adayının TV programında alt edileceği için başarısızlığını kanala ve sunucuya yükleme düşüncesini, Binali Yıldırım tek hamleyle bertaraf etti. Yıldırım, CHP'nin dinozor gazetecisi Uğur Dündar'ın tartışmayı yönetebileceği teklifini götürdü. Dündar, kabul etmeyince hemen muhalifliğiyle maruf İsmail Küçükkaya'yı önerdi.
Böylece Binali Yıldırım, nakavt olması halinde CHP adayının "TV'de mağdur edildim" söylemini baştan engellemiş oldu.
Yıldırım, diğer taraftan CHP adayının 'program tarafsız olmayacak' bahanesiyle kaçmasının da önüne geçti. Binali Yıldırım, ne Uğur Dündar'ı ne de İsmail Küçükkaya'yı tarafsız, dürüst, usta, işinin ehli, hakikati gözeten gazeteciler oldukları için falan değil; CHP'li gazeteciler oldukları için tercih etti. Yıldırım, AK Parti siyasetinin dünden bugüne kadar medya desteği ile değil medya kösteğine rağmen yol yürümüş bir siyaset olduğunu bir kez daha gösterdi.
CHP adayı ise kendi destekçisi moderatörü hakkında bile yalanlar söyleyerek, mağduru oynamaya devam ediyor. En son iddialarını bizzat destekçisi ve programın moderatörü İsmail Küçükkaya yalanladı. CHP adayı, Binali Yıldırım'ın yayın öncesi soruları görmek istediğini iddia etti.
İsmail Küçükkaya, "CHP adayı ile görüşmediğini, daha hiçbir soru hazırlamadığını, Yıldırım'ın böyle bir talebi olmadığını ve olamayacağını" söyledi.
CHP adayı ne yaptı dersiniz?
Küçükkaya'ya verdi veriştirdi;
"Küçükkaya bu konuları bilmez, bu konulara dahil olmasına gerek yok" diyerek kulağını çekti.
Tıpkı "Bir yalan söyledik, sen neden açık ediyorsun" der gibi… Yani sizin anlayacağınız, CHP adayının bu şutu da auta gitti.
