Tarihi 18 Mayıs 2020

Heykel de asker de yerinde

CUMARTESİ günü birbiri ile alakasız iki haber gözüme çarptı.
Birincisi İstanbul Beşiktaş'tan. Metro inşaatı sırasında meydanda bulunan ve gençlerin "füze rampası" tabir ettikleri çirkin mi çirkin Atatürk heykelinin kaidesi zarar görmüş. Yıkılma tehlikesi altında olan heykel çalışmalar bitince tekrar eski yerine koyulmak kaydıyla yerinden kaldırılmış. Haber ister istemez bana Türkiye'de askerin askerlik haricinde her işe burnunu soktuğu günleri hatırlattı.
28 Şubat Süreci'nde benzer bir heykel hikayesi Sultanbeyli'nde yaşanmıştı.
Garnizon komutanı mahalli ve küçük ölçekli bir darbe yaparak bir sabah ilçe meydanını düşman bir şehrin meydanını zapt ediyormuş gibi abluka altına alarak heykel diktirmişti. Türkiye'de Atatürk heykeli her zaman mesele olmuştur.
Eskiden bakım, onarım, temizlik için depoya kaldırılan heykellerle ilgili genelkurmay açıklama yapardı. O günlerden bugüne; şehrin göbeğindeki Atatürk heykeli bakım için sessiz sakin yerinden kaldırılmış. Hayat olması gerektiği gibi olağan seyrinde devam ediyor.
İkinci haber heykelden daha ağır bir konuda. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki politikasının önde gelen mimarlarından birisi olan Tümamiral Cihat Yaycı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki görevinden Genelkurmay Başkanlığı emrine tayin olmuş. Tayin işlemi tabii olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla yapılmış. "Cihat Yaycı'nın başını yediler, Rumlar bayram ediyor" diyerek kararı eleştirenler var. Bazıları da "Cumhurbaşkanı Genelkurmay'a atadıysa demek ki Doğu Akdeniz'de yeni gelişmeler olacak" diyor.
Hangisi doğru bilmiyorum, Cihat Yaycı daha önemli bir göreve mi getirildi yoksa kızağa mı çekildi.
Açıkçası ilgilenmiyor ve bilmek de istemiyorum. Cihat Yaycı kişisel inisiyatifi ile o görevde bulunmuyordu.
Türkiye'nin Doğu Akdeniz politikasını da Cihat Yaycı şekillendirmiyordu.
Yaycı kıymetli bir asker ve tecrübeli bir kurmay olarak önerilerini yapıyor, nihai kararı hem siyasi irade hem de başkomutan olan Cumhurbaşkanı veriyordu. Biz de seçmen olarak Cumhurbaşkanı'nın performansına bakıyoruz. Doğu Akdeniz'de başarılı olup, ülke menfaatlerini korursa beğeniyor; koruyamazsa beğenmiyoruz.
Seçime Cumhurbaşkanı giriyor; atadığı uzmanlar, asker veya sivil bürokratlar hatta kabinesine aldığı bakanlar değil!
Şimdiye kadar Cihat Yaycı'nın bilgi, birikim ve tecrübesinden Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı olarak faydalanmayı münasip gören irade bundan sonra kendisinin vatan hizmetini başka bir alanda yapmasına karar vermiş. Yaycı gibi başarılı bir asker eminim yeni vazifesini hakkıyla yerine getirecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gösterdiği irade sayesinde Doğu Akdeniz politikamız önceden olduğu gibi Türkiye'nin ali menfaatlerine uygun olarak devam edecektir.
Her şeyin yerli yerinde olması, herkesin işine bakması ne güzel; belediye yıkılma tehlikesi olan heykelle ilgileniyor, askerler kendi vazifelerini yapıyor, ülkeyi de sivil ve seçilmiş Cumhurbaşkanı yönetiyor!