Tarihi 3 Mayıs 2021

Muhalefetin bir dış politika vizyonu var mı?

CHP'SİNDEN GP'sine, İYİ Parti'sinden DEVA'sına kadar hepsi Biden'ın sözde "soykırım" açıklamasından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın izlediği dış politikayı sorumlu tuttu. Neler söylediklerine biraz bakınca aslında hiçbir şey söylemedikleri daha doğrusu söyleyemedikleri ortaya çıkıyor.
En yaygın dış politika eleştirisi "itibar" kavramı etrafında kurgulanıyor. İddiaya göre Türkiye'nin bir zamanlar çok yüksek bir itibarı varmış ve Erdoğan dış politikası bu itibarı tüketmiş. Dış politikada karşılaştığımız sıkıntıların sebebi de bu itibar kaybıymış.
İtibar Kuzey Suriye'deki PKK varlığını sonlandırır mı, Doğu Akdeniz'deki Yunanistan yayılmacılığını önler mi veya Karabağ'daki Ermenistan işgalini bitirir mi?
"İtibar" eleştirisi yapanlar bu sorulara cevap veremiyorlar.
Ancak sözlerindeki akıl sıkıntı daha derinlerde bir yerde.
"İtibar" eleştirisinin sahiplerine göre dünyanın şartları sabit kalıyor, Türkiye'nin muhatabı ülkeler yerinde duruyor ancak tek değişen şey Türkiye'nin yapıp ettikleri. Yani Türkiye eskiden iyi yaptıklarını bugün yapamadığı için itibar kaybediyor. Son "soykırım" açıklaması üzerinden değerlendirelim; ABD'de Trump'tan sonra Biden gibi bir figür başkan olmamış, Karabağ'da yıllardır süren Ermeni işgali sonlandırılmamış, Türkiye ve ABD Suriye'de tamamen zıt çıkarlara sahip olmamış, ABD PKK'nın Suriye kolunu silahlandırmamış...
Sanki her şey eski günlerdeki gibi, olduğu gibi duruyor ama Türkiye tek taraflı olarak yaptığı "hatalarla" itibar kaybediyor ve neticesinde Biden da "madem Türkiye itibar kaybetti, ben de sözde soykırımı kabul edeyim" diyor. Erdoğan dış politikası sıklıla "maceracı" olmak ile de eleştiriliyor. CHP çok seviyor bu eleştiriyi. Akıllarına her geldiğinde "yurtta sulh, cihanda sulh" referansı ile birlikte Türkiye'nin diğer ülkelere fazla karıştığını ve bundan zarar gördüğünü söylüyorlar.
Gerçekten tek parti döneminin, harpten yeni çıkmış, zayıf ve güçsüz Türkiye'sinin mecbur kaldığı dış politikaya mı özeniyorlar yoksa her zamanki gibi Atatürk istismarı mı yapıyorlar bilemiyorum. Ancak hemen yanıbaşınızda, Suriye'de PKK kanton kurarken, ordu toplarken, devlet kurarken siz Suriye'ye müdahil olmazsanız, yurtta da sulh içerisinde yaşayamazsınız. Allah korusun; meydanlarınızda, sokaklarınızda, stadyumlarınızda bombalar patlamaya başlar. Ta ki siz o terör devletini sınırınızdan söküp atana kadar!
Peki bu türden eleştirileri bel bağlayan bir siyasi odak olmaz ya, seçim kazanırsa ne olacak? Zorlu coğrafyada, çetin meseleleri bu anlayışla mı çözecekler? Ülkenin çıkarını böyle mi savunacaklar?