Tarihi 24 Ocak 2022

Cumhurbaşkanı’na hakaret meselesi

ĞER birçok ülke gibi Türkiye'de de yasa koyucu Cumhurbaşkanı'na hakareti özel madde ile düzenlemiş. Şikâyet olmasa bile savcılar harekete geçerek soruşturma açıyorlar. Bunun nedeni Cumhurbaşkanı'nın özel statüsü ve temsil görevi.
Cumhurbaşkanı devleti temsil ediyor. Özel bir konumu var. Cumhurbaşkanı'nın özel konumu yeni hükümet sistemi ile pekişmiş durumda.
Seçmenin yarısından fazlasının doğrudan oyunu alan ve devletin bütününü temsil etme konumunda olan Cumhurbaşkanı tıpkı bayrak gibi devletin simgelerinden birisi. Şerefine uygun bir muamelede bulunulması gerekiyor. Özel yasa ile korunuyor.
Gelelim Cumhurbaşkanı'na hakaret suçunda son zamanlarda yaşanan artışa.
Öncelikle meseleyi sağlıklı bir zeminde tartışabilmek için bunun sorumlusunun muhalefet olduğunu not etmek gerekiyor. Muhalefet Erdoğan karşısında seçim yenilgisi aldıkça dilini sertleştirdi ve siyasi kutuplaştırmayı arttırdı. "Erdoğan karşıtlığı" muhalefetin kendi seçim başarısızlığını örtüp, seçmenini konsolide etmek için kullandığı faydalı bir araca döndü. Her geçen daha ağır ifadeleri siyasetin lügatine soktular.
Daha geçen gün Akşener şehit yakınına küfreden bir milletvekilini korurken Meclis'in çatısı altında, grup kürsüsünden "yavşaklar" ifadesini kullanmadı mı?
Kılıçdaroğlu dili sürçmüş numarası yapıp "ananı..." ile başlayan cümleleri sıralamadı mı? Meclis kürsüsünden el hareketi çekip, partisinin milletvekillerini abuk subuk ve oldukça komik savunma cümleleri kurmak zorunda bırakmadı mı? Tüm bunların tabana yansımasının nasıl olduğunu görmek için CHP gençlik kolları mensuplarının sosyal medya paylaşımlarına bakmak lazım. İzmir teşkilatı bu konuda maalesef başı çekiyor.
Cumhurbaşkanı'na ve AK Partililer'e hakaretin ötesine geçip cinsel göndermeli küfürler eden onlarca teşkilat mensubu var. Bir kısmı tweetini silip özür diledi, bir kısmı yargılanıyor.
Kısacası muhalif taban, seçmenler, gazeteciler, sosyal medya mensupları genel başkanlarına, parti yetkililerine bakarak hakaret yarışına giriyor. Üstelik muhalefet Sedef Kabaş isimli kaba kadının örneğinde olduğu gibi destek çıkarak teşvike devam ediyor. Neticede gaza gelip, ağzının ayarını kaçıran, içindeki pisliği dışa döken Kabaş gibi örnekler ceza alıyor ve hapsi boyluyor.
Şimdi timsah gözyaşı döküyorlar. "Bir gazeteci hem de bir kadın" tutuklanmamalıymış? Peki neden Kabaş denilen kaba kadın hakaret ettiğinde "bir gazeteci hem de bir kadın" hakaret etmemeli itirazını dillendirmediniz? Gençlik kolları mensuplarınızın sövgü tweetleri ortalığa saçıldığında sahip çıkacağınıza "bir gence bu ifadeler yakışmıyor" deseydiniz ya!
Ama bunları yapsaydınız seçmeninizi Erdoğan karşıtlığında konsolide edemezdiniz değil mi?
Aslında muhalefet bu işten oldukça karlı. Kaba kadın Sedef Kabaş bile halinden memnun. Mağduriyet algısını arttırmak için elleri arkadan kelepçelenmiş numarası yapıyor! Kaba kadın Sedef günün sonunda çok istediği milletvekilliği ile ödüllendirilecektir! Olan gaza gelip dilini tutamayan, klavye kahramanı alıklara oluyor.
Muhalefetin ucuz siyasetine meze olmak için hapsi boyluyorlar.
Son bir not; bu tartışmada en sakil durumda olanlar "Sedef Kabaş'ın sözleri kabul edilemez ama tutuksuz yargılanmalı" görüşünü savunanlar. Sedeş Kabaş hakaret ettiğinde tepki göstermeyip tutuklandığında dile gelmenin komik olduğunun farkında bile değiller.