Tarihi 31 Ekim 2019

İnce notları

CHP'NİN son Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile CNN Türk'teki Tarafsız Bölge programında birlikteydik… Her ne kadar sorduğum soruların büyük bölümüne net cevaplar vermese de formundan ve hırsından bir şey kaybetmediğini gözlemledim.
CHP'nin yaklaşan kurultayında genel başkanlık için şansı olmadığının farkında.
"Delege isterse aday olurum" diyor ama bunun mümkün olmadığını da biliyor.
Belki de bu yüzden tüm oyun planını 2023'teki Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir kez daha CHP'nin adayı olmak üzerine kuruyor. Kılıçdaroğlu'nu doğrudan hedef almamasını, hatta sıcak sayılabilecek mesajlar vermesini biraz buna yordum.
CHP'nin başında Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını her fırsatta ilan eden Kemal Bey'in olması İnce'nin 2023 planına uygun bir tercih çünkü. İnce belli ki o gün geldiğinde bir kez daha Kılıçdaroğlu'nu ikna edebileceğini düşünüyor. Peki tıpkı 2018'de olduğu gibi Abdullah Gül ya da CHP dışından başka bir isim gündeme gelirse ne yapacak?
İlginç bir şekilde böyle bir şeyin olmayacağını düşünüyor. CHP tabanının ezici bir çoğunlukla kendisinin adaylığını isteyeceğine, parti yönetiminin de tabanın sesine kulak vereceğine inanıyor.
Ya CHP yönetimi Ekrem İmamoğlu'nu aday gösterirse!
İnce bu soruyu da ustalıkla geçiştirdi. Ama cümlelerinin satır aralarında "O önce kendisini İstanbul'da ispat etsin" mesajı vardı.
Olası Cumhurbaşkanlığı adaylığında HDP oylarının öneminin farkında bir İnce gördüm programda.
Pervin Buldan'ın Barış Pınarı Harekatı üzerinden CHP'ye yönelttiği üstü kapalı tehdidi eleştirirken bile cümlelerini özenle seçti. "Camiye siyaset sokanlara nasıl karşıysak, Cemevine siyaset sokanlara da karşı olmalıyız" sözleri ile kimi hedef aldığını açıklamadı ama bu çıkışı da dikkat çekiciydi.
Program boyunca Kılıçdaroğlu'nu eleştirmekten kaçınan İnce, MYK'daki bazı isimlere tepkisini ise gizlemedi.
"Önceden bana destek olanları harcıyorlardı, şimdi selam verenleri bile harcıyorlar.
Yazık, ayıp! Bunun bedelini ödeyecekler" sözleri CHP'de yaşanan iktidar kavgasının bir işareti olarak yorumlanabilir.
İnce'ye Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye düşmanı raportörü Kati Piri ile gerçekleştirdiği buluşmayı da sordum. Bu buluşma nedeniyle kendisini eleştirenlere kızgındı.
Meğer Brüksel'e, Türkiye'nin Suriye'deki güvenlik kaygılarını anlatmak üzere gitmiş.
Sosyalist milletvekillerine "10 bin kilometre öteden gelen ABD'ye işgalci demiyorsunuz.
Ama güvenliğini sağlamaya çalışan Türkiye'yi işgalci ilan ediyorsunuz" demiş.
İnce'nin bu temasları etkili olur mu bilmem. Ama Türkiye'yi savaş suçlusu ilan etmek için çırpınan Avrupa Parlamentosu'nun sosyalist milletvekilleri sol kimliği ile tanınan bir Türk siyasetçinin anlattıklarına eminim çok şaşırmıştır. Brüksel'e her fırsatta kendi ülkesini şikayet eden siyasilerden sonra İnce'nin gösterdiği bu tavır alkışı hak ediyor.