Tarihi 21 Eylül 2018

Bedeni içeride zihni dışarıdakiler

"TÜRKİYE'NİN Suriye politikası iflas etmiş..." Böyle diyor, bedeni içerde zihni dışarda olanlar.
Terör örgütleri ülkemizde cirit atıyormuş... Bunun sebebi de başarısız olan Suriye politikamızmış.
Hatta daha ileri gidip, "Türkiye'nin DEAŞ'ı desteklediğini" bile iddia etmişlerdi. Cihatçı çeteler diyorlardı.
Kökeni Batılılarda olan bu kavramı içerdeki etki ajanları da kullanmayı çok seviyor. Tescilli son kullanıcısı da FETÖ.
Kendine solcu diyen, hakikatte ise İslam düşmanı olan bir grup var.
Kaderin bir cilvesi, kendisini Müslüman olarak takdim eden FETÖ ağzıyla konuşuyorlardı: "Türkiye cihatçı çetelerle işbirliği yapıyor" derken.
"Ülkemiz terör örgütlerinin cirit yuvası" oldu diyenler de güvenlik güçlerimiz PKK'yı kazdığı hendeklere gömerken uluslararası güçleri Türkiye'ye müdahaleye çağıran bir bildiriyi imzaladılar.
Yanlış duymadınız; Türkiye PKK ile mücadele ederken, Batılı efendilerine "N'olur Türkiye'yi engelleyin, daha fazla teröristin canı yanmasın" diye yalvardılar. Demek ki yemek seçer gibi terör örgütü seçiyorlardı. "DEAŞ kötü, PKK iyi".
Bir de orta yolcular vardı: "Bildirinin içeriğine katılmıyoruz ama bildiriyi imzalayan akademisyenlerin işlerinden atılmasını da doğru bulmuyoruz" diye bilgiç açıklamalar yapıyorlardı.
Akademik özgürlük süslü bir laf ya, kullanmasalar olmaz!
Var, konuşuyorlar, açıklama yapıyorlar, diyorum çünkü büyük ölçüde ortadan kayboldular. Başlarına bir şey gelmedi. Ülkeyi de terk etmediler.
Ama artık sesleri pek çıkmıyor. Çünkü iyiden iyiye rezil oldular.
DEAŞ'a destek verdiğini iddia ettikleri kendi ülkeleri, DEAŞ'la mücadelede en başarılı hamlelerden birisi olan Fırat Kalkanı Harekatı'nı gerçekleştirdi.
Örgüte büyük kayıplar verdirdi. DEAŞ'ın belini büktü. Sınırlarımıza komşu büyük bir toprak parçasını terör örgütü DEAŞ'tan kurtardı. "Terör örgütleri ülkede cirit atıyor" diyorlardı.
Türkiye yurt içinde yurt dışında yürüttüğü başarılı operasyonlarla terörün belini kırdı. Dağ taş terörden temizlendi! Şehir yapılanması çökertildi!
Yetmedi, yurt dışında saklanan terör örgütü üyeleri birer birer paket yapılıp ülkeye getiriliyor. En son Reyhanlı Saldırısı'nı Suriye rejiminin emriyle organize eden terörist, Suriye rejiminin kalbi sayılan Lazkiye'de yakalanıp Türkiye'de adalet önüne çıkartıldı.
Gerçi bu ekibe kalsa Reyhanlı Saldırısı'nı da Suriye rejimi yapmamıştı.
Saldırının organizatörü yakalanıp rejimle ilişkisini itiraf edince sus pus oldular.
Ve sona bıraktığımız bomba iddiaları! "Türkiye'nin Suriye politikasının çökmüş olduğu" iddiası.
Suriye krizi kaç yıldır devam ediyor?
Krizin tarafları olan ülkeler başlangıçta hangi pozisyondaydılar? Şimdi ne yapıyorlar? Zaman içerisinde Suriye'de neler değişti? Hangi yeni örgütler ve güçler sahaya girip hangileri bertaraf oldu?... Bunların hiçbirisine bakmadan (!) "Türkiye'nin politikası çöktü" diyorlar.
Tahran Zirvesi'nden sonra zil takıp oynamadıkları kaldı. Türkiye çok istemesine rağmen ateşkes ifadesini bildiriye koyamadı diye düğün dernek yapıyorlardı. Türkiye'nin istediği kazanımı elde edememesine mi seviniyorlardı yoksa İdlib'de yapılacak olan katliama mı bilinmez? Çok şükür bir kez daha sevinçleri kursağında kaldı.
Türkiye'nin ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yoğun çabaları sonuç verdi. Türkiye ile Rusya İdlib'de çatışmasızlık bölgeleri oluşturulması konusunda mutabakata vardı. Türkiye hem istediğini almış oldu hem de Suriye'de en önemli aktörlerden birisi olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Korkarım buna da üzülmüşlerdir.
Yarın ilk fırsatta çıkıp yine bilgiç bilgiç konuşurlar. Neyse ki Türkiye ne yaptığını biliyor da bunlara konuşma fırsatı vermiyor!