Tarihi 16 Mayıs 2019

İnsanlar!

İNSANLAR yürüyordu sokakta.
Açlar toklar, bitik olanlar olmayanlar cümlesi.
İşi olanlar olmayanlar hayattan umudu kalmayanlar.
Yoksullar orta halliler, tiner koklayan çocuklar, genç kızları yoklayan adamlar!
Kimileri bir deniz kıyısına gider gibi kimileri ölüme gider gibi yürüyordu.
*****
Kendilerini bağımsız hissedenler de yürüyordu bakımsız olanlar da.
Sevdalılar da yürüyordu sevdasızlar da.
Kiminin tırnaklarında dökülmüş ojeleri, kiminin parayı bulma projeleri.
Eldeki güzellikleri yitirmiş de arta kalanlarla diğer insanları beslemek ister gibi yürüyenler de vardı.
Hayalleri tek başına kendisi kalabalık. Kimileri içi geçmiş kimileri modası geçmiş gibi yürüyordu.
*****
Kıyıya vurmuş yengeçler gibi yürüyenler de vardı, karıncayı incitmeyecek kadar narin yürüyenler de.
Hiç oralı olmayanlar vardı da buralı olup olmadıklarının anlamı yoktu.
Uyuşturucu ve namussuzluk pazarında ortamı koklamak için yürüyenler de vardı, arkalarındaki çakalların namına sağa sola emreder gibi. "Beni önden gönderdiler kendileri yolda" der gibi yürüyordu.
*****
Bazıları şehrin nemli ve kasvetli havasına uygun adım yürüyordu.
Kimileri kendine parantez açmış, kimileri bütün soruları üzerinde taşıyan şüpheli gibi.
Ceketinin astarında sıcaklığını taşıyan yaşlı adamlar da yürüyordu.
Elindeki pet şişeyle bir köpeğe bir damla su verebilmenin derdindeki genç kızlar da.
Kimileri elde avuçta bir şey kalmamış gibi yürüyordu.
Kimileri tanımadığı birinin peşine takılmış gibi, kimileri de iki ayağı bir pabuçta yürüyordu.
*****
Hayata lanet okur gibi yürüyenler de vardı kitap okur gibi yürüyenler de.
Hafızasından eski İstanbul zarafetini silmemiş gibi yürüyenleri pek bulamadım.
İnsanların asabını bozmak için yola çıkanlar da vardı kendilerinden başkalarının yürüdüğünün bilincinde hareket edenler de.
Kimileri kaybettiği düşlerini arar gibi yürüyordu kimileri kurşun bakışlarıyla birilerini tarar gibi.
Hayata ve insanlığa inanmamış gibi.
*****
Acı ama gerçek, insanların yüzde 90'ı her kafadan aynı ses çıkarır gibi yürüyordu. Mutsuz ve umutsuz.
İnsan yerine konmamış gibi.

BEYAZ MENDİL
Kolalanmış beyaz mendillerle kağıt mendiller arasındaki zaman Türkiye'deki güzelliklerin çalındığı zamandır.
Burnunu sildiği kağıt mendili kullandığı otomobilden aşağı atan insanların bol olduğu ülkede zarafetin adını siz koyun.
Kaldıysa eğer ve "para"lanmadıysa!.
Çünkü kabalığın ve zorbalığın burnu sadece para kokusunu alır.

Mutluluk Takvimi
Altın kuralların olsun.
Parkta oturan yaşlı insanlarla sohbet et.
Başkalarının ne düşündüğüyle ilgilenme.

Sevdalılar ağlarken
Durulur Karadeniz
Deli fişek aşklardan
Sorulur Karadeniz

Keskin bıçak ucunda
Yüreği avucunda
Aşka ömür boyunca
Sarılır Karadeniz

Ben senin hasretine
Talim ettim kaç gece
Gözümdeki yaşları
Sanki sen mi sileysun

Bu ateşten gömleği
Mademki giydireysun
Ha bu asi yüreği
Ne diye kışkırteysun

Hakkı YALÇIN