Tarihi 10 Kasım 2018

Kılıçdaroğlu’nun “Fatih” ısrarı PM’den döndü

22 Eylül tarihli köşemde "Topal Ördek Misali" başlıklı ikinci yazımda şöyle demiştim: "Mart 2019 tarihi, bütün siyaset için önemli elbette ama CHP lideri Kılıçdaroğlu için bir anlamda varlık veya yokluk sınavı olacak. 9 yıllık Genel Başkanlığı boyunca girdiği 9 seçimi de kaybeden Kılıçdaroğlu'nun 10. seçimde alacağı sonuç, bundan sonraki siyaset geleceğini tayin edecek. Bundan önce bir sınavı daha var ama; belediye başkan adaylarının onaylanması gereken PM toplantısında nasıl bir sonuç çıkacağı! Son kurultayda kendi seçtiği adaylardan oluşan PM'de durumu pek kolay görünmüyor çünkü.
CHP'nin son PM toplantısında, daha önce disiplin soruşturmasıyla partiden atılan Aydın'daki bazı partililerin affedilmesi, bizzat Kemal Bey tarafından gündeme alındı. Bizzat Kılıçdaroğlu'nun istediği af talebi ile ilgili yapılan oylamanın sonucu; bir Genel Başkan için pek iç açıcı değil.
Oylamada 18 üye Kılıçdaroğlu'nun talebi için 'evet' oyu kullanırken, 19 üye 'HAYIR' dedi. Yani Kılıçdaroğlu'nun talebi 1 oy ile reddedildi!" 5 hafta önce Kılıçdaroğlu için pek iç açıcı değil dediğimiz bu durum, bugün biraz daha vahim bir hal aldı. Çünkü; geçen hafta yapılan PM toplantısında Kemal Bey, yine kendi isteğiyle, aynı kişinin affını gündeme aldırdı. Bu kişi; Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun prensi Fatih Akkentli idi. Çerçioğlu, prensi Akkentli'nin PM'de affedilerek partiye tekrar üye yapılması ve Mart seçimlerinde Akkentli'yi Söke adayı yapmak için uzun süredir Kılıçdaroğlu'na baskı yapıyor. Kemal Bey'i ikna etti ama belli ki PM'yi ikna edemedi Özlem hanım.
Hatta PM toplantısında Kemal Bey'e destek vermek için söz alan Aydın milletvekili Bülent Tezcan; kendisine kurduğu kumpas yüzünden ihraç edilen Akkentli'nin tekrar partiye alınması için bir konuşma bile yaptı. Ama; yapılan oylama hem Çerçioğlu hem Tezcan ama herkesten çok Kılıçdaroğlu için vahimdi: 5 hafta önce sadece 1 oyla reddedilen Kemal Bey, bu sefer 36'ya 18 oy ile reddedildi! Yani yüzde yüz red yedi! Bu konuyla ilgili yazımızı 22 Eylül'de "Bir Genel Başkan'ın kendi imzasıyla istediği bir talebi kendi seçtiği PM'de kabul ettirememesi, siyasette Topal Ördek deyişini hatırlatmıyor mu sizce de?" diyerek bitirmiştik. Yine reddedilen ve hem de bu sefer yarı yarıya fark ile refüze edilen bir Genel Başkan için sizce de Topal Ördek deyişi uymuyor mu?