Tarihi 22 Aralık 2018

CHP’de demokrasi var-mış!!

YEREL seçimlere artık 108 gün kala siyasetin ağırlıklı gündemi adaylar, adaylıklar, ittifaklarda son durum ve elbette seçim. Cumhur İttifakıyla ilgili hemen hemen bütün detaylar tamamlandı ve hiçbir pürüz yok. Millet İttifakı ortakları için aynı şeyi söylemek o kadar mümkün değil.
Cumhuriyetin kurucusu bir partinin, henüz 1 yıllık bir partile büyükşehirlerin yarısından fazlasını bırakmasının CHP içindeki tartışması ve huzursuzluğu hala sürüyor. Özellikle Balıkesir ve Denizli'de bu rahatsızlığın hat safhada olduğunu söylemek lazım. Son PM toplantısında;
Ankara ve İstanbul oylamasında da dile getirildi bu konu ve hatta gizli oylama değil, açık oylama yapılması istendi ve 15'e yakın PM üyesi hem aksi yönde oy kullandı hem itiraz sebeplerini açıkladı.
Sonuç değişmese de CHP içindeki "ben istedim oldu" anlayışının yerel seçimler sonrasında olağanüstü kurultay süreci ile sonuçlanması beklentisi yarattığını hemen kayıtlara geçirelim. CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun gazetecilere yaptığı "En başından bu yana aklımda Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş vardı zaten" sözleri ile Yavaş'ın daha PM toplantısında karar alınmadan ve CHP'ye üye olmadan attığı "CHP'den Ankara adaylığım tamam gibi" twit mesajlarının rahatsızlığı doğrudan iletildi ve her seferinde "Bizde tek adamlık yok, demokrasi var" açıklamalarının hiçbir karşılığı olmadığı da konuşuldu.

BAŞKAN'IN ZAFERİ..
Gündem ağırlıklı olarak yerel seçim ama sınırımızın hemen yanında da önemli gelişmeler de oluyor. Fırat'ın doğusunda, Türkiye'ye yönelik tüm terörist yapılanmalar ile ilgili operasyon dahil her tür alternatifi uygulamaya hazır olduğumuzu başta Başkan Erdoğan olmak üzere kesin ve keskin bir dille dile getirmemiz sonuç verdi ve ABD, buradaki askerlerini geri çekme kararını açıkladı 3 gün önce. Bu adımın, geçen hafta Erdoğan ve Trump arasında gerçekleşen telefon görüşmesinden sonra alınmasına özellikle dikkat çekiliyor zaten. Suriye denkleminin başından bu yana gerçek müttefiki Türkiye yerine, PKK terör örgütünün Suriye kolu olan YPG ve PYD ile müttefiklik ilişkisi içinde olan ve bunu her fırsatta, her resmi zeminde dile getirmekten çekinmeyen ABD'nin bu tutum değişikliğine de aslında mesafeli yaklaşmakta fayda var. Dış basında konuyla ilgili yazıları da incelediğinizde buna benzer yorumları görebiliyorsunuz zaten. ABD'nin Suriye'de zayıf pozisyonda olduğu ve Türkiye'nin kararlı tutumunun Washington'a kesin bir seçim sunduğu ve gelinen noktanın şöyle özetlenebileceği aktarılıyor:
"Obama, Rusya ile Suriye için savaşa girmem demişti, Trump da Suriye için Türkiye ile savaşmayı göze almıyor." ABD televizyonlarında yapılan yorumlarda bu durum açıkça: "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan için bir zafer" olarak yorumlandı.